Gündem

85 milyon kişinin kimlik bilgileri çalındı, veri sızıntısının ardındaki büyük tehlike nedir?

Türkiye, 85 milyon vatandaşının kimlik bilgilerinin çalındığı devasa bir veri sızıntısının şokunu yaşıyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun yaptığı son açıklamalar, veri hırsızlığının pandeminin başlangıç dönemlerinde gerçekleştiğini doğruluyor. Bakan Uraloğlu, Sağlık Bakanlığından kaynaklanan bir güvenlik açığının bu sızıntıya yol açtığını belirtti

BURSA (İGFA) - Olay, ilk olarak 2022 yılında gazeteci İbrahim Haskoloğlu tarafından gündeme getirilmişti. Haskoloğlu, vatandaşların kişisel verilerinin çalındığını haber yaptıktan sonra tutuklanmıştı. O dönemde 100 milyondan fazla vatandaşın verilerinin tehlikede olduğunu belirten Haskoloğlu, şimdi daha büyük bir olay yaşandığını ve soruşturmanın sonucunu beklediğini söyledi.

BAKAN URALOĞLU: MAALESEF ÖNLENEMEDİ

Bakan Uraloğlu, yaptığı açıklamalarda pandemi sürecinde bazı verilerin "maalesef belli şekillerde" ele geçirildiğini doğruladı. Sağlık Bakanlığı'nın sisteminden sızan bu verilerin vatandaşların kimlik bilgilerini içerdiği belirtiliyor. Ancak bu veri sızıntısının boyutlarının tam olarak ne kadar büyük olduğuna dair net bir açıklama yapılmazken, Haskoloğlu’nun ifadeleri durumun ciddiyetini daha da artırıyor.

HASKOLOĞLU: DAHA BÜYÜK BİR OLAY YAŞANDI

Veri sızıntısının ilk ortaya çıkışında tutuklanan Haskoloğlu, yaptığı açıklamalarda yetkilileri önlem almamaları konusunda eleştirdi. "85 milyon kişinin verisi çalındığında haber yaptım, önlem alın dedim. Önlem almadınız, beni tutukladınız." diyen Haskoloğlu, şimdi sorumlulara tazminat davaları açacağını duyurdu. Haskoloğlu ayrıca, veri sızıntısıyla ilgili çok daha büyük bir olayın yaşandığını ve soruşturmanın tamamlanmasının ardından bu durumu kamuoyuyla paylaşacağını belirtti.

Bakanın açıklamaları ve Haskoloğlu’nun iddiaları, kamuoyunda büyük endişeye yol açmış durumda. Kişisel bilgilerin siber suçluların eline geçmesi, vatandaşları hem maddi hem de manevi zararlarla karşı karşıya bırakabilir. Dolandırıcılık, kimlik hırsızlığı ve daha birçok siber suçun önünü açabilecek bu sızıntı, devletin veri güvenliği politikalarının sorgulanmasına neden oldu.

Büyük çaplı bu veri sızıntısının ardından devletin atacağı adımlar ve yürütülen soruşturmanın sonuçları yakından takip ediliyor. Özellikle Haskoloğlu’nun "daha büyük bir olay" iddiası, sızıntının boyutlarının düşündüğümüzden çok daha fazla olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.