ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Almanya'daki seçimlerden dokuz gün önce Cuma günü Münih'e yaptığı ziyaret sırasında aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi lideri Alice Weidel ile görüştü, ancak Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ile bir araya gelmedi.

Ziyareti sırasında Avrupalı liderleri demokrasinin durumu hakkında sorgulayan Vance, "güvenlik duvarlarına" yer olmadığını dile getirmişti.

Anaakım Alman partileri, çoğu siyaset bilimci ve Avrupa medyası gibi aşırı sağcı olarak gördükleri AfD partisi ile çalışmayacaklarını söylüyor. Bu tutumları genellikle "güvenlik duvarı" olarak adlandırılıyor. Anketlere göre AfD, 23 Şubat'taki seçimlerde yaklaşık yüzde 20 destekle ikinci sırada yer alıyor.

Weidel, göçmen karşıtı AfD partisinin eş lideri ve başbakan adayı.

Vance, konuşmasında eleştirmişti

Görüşme haberi, üst düzey Alman yetkililerin Vance'in Avrupa'daki demokrasinin durumuna ilişkin şikâyetlerine sert bir şekilde karşı çıkmasının ardından geldi.

Vance Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı açıklamada ifade özgürlüğünün kıta genelinde "geri çekilmekte" olduğundan korktuğunu söylemişti.

Vance

ABD Başkan Yardımcısı, "Atlantik'in diğer yakasındaki birçoğumuza göre, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon gibi çirkin Sovyet dönemi kelimelerinin arkasına saklanan ve alternatif bir bakış açısına sahip birinin farklı bir görüş ifade edebileceği ya da Tanrı korusun farklı bir şekilde oy kullanabileceği, hatta daha da kötüsü bir seçim kazanabileceği fikrinden hoşlanmayan eski yerleşik çıkarlar giderek daha fazla görünür hale geliyor," ifadelerini kullanmıştı.

Alman Savunma Bakanı'ndan sert yanıt

Ondan birkaç saat sonra konuşan Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius ise bu ifadeleri yorumsuz bırakamayacağını söylemişti.

Pistorius, "Eğer onu doğru anladıysam, Avrupa'nın bazı bölgelerindeki koşulları otoriter rejimlerdeki koşullarla karşılaştırıyor," demişti. "Bu kabul edilemez ve benim içinde yaşadığım ve şu anda kampanyasını yürüttüğüm Avrupa ve demokrasi bu değil."

Vance ayrıca Avrupalı liderlere "Eğer kendi seçmenlerinizden korkuyorsanız, Amerika'nın sizin için yapabileceği hiçbir şey yok," diye seslenmişti. Hiçbir demokrasinin milyonlarca seçmene endişelerinin "geçersiz ya da dikkate alınmaya bile değmez" olduğunu söyleyerek ayakta kalamayacağını da sözlerine eklemişti.

"Demokrasi, halkın sesinin önemli olduğu kutsal ilkesine dayanır. Güvenlik duvarlarına yer yoktur."

Pistorius ise "Bu demokraside her görüşün bir sesi vardır. Bu da AfD gibi kısmen aşırılık yanlısı partilerin, tıpkı diğer partiler gibi, tamamen normal bir şekilde kampanya yürütmesini mümkün kılıyor," diye karşılık vermişti.

Vance'in yorumları üzerine X hesabından açıklama yapan Scholz de, "demokrasinin, gürültücü azınlığın otomatikman haklı olması anlamına gelmediğini" ve "demokrasinin, kendisini yok etmek isteyen aşırılık yanlılarına karşı kendini savunabilmesi gerektiğini" yazdı.

Scholz, "Almanya'daki demokratik partiler Nazizm deneyiminden yola çıkarak ortak bir konsensüse sahiptir. Bu da aşırı sağcı partilere karşı bir güvenlik duvarıdır." ifadelerine yer verdi.

Euronews haberine göre, Vance'in Weidel ile görüşmesi, Çarşamba günü Macaristan'ın sağcı milliyetçi Başbakanı Viktor Orbán'la buluşmasının ardından gerçekleşti.

Başkan Yardımcısı'nın ofisinden yapılan açıklamada Vance'in Cuma günü de Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve muhalefet lideri Friedrich Merz ile bir araya geldiği, Scholz ile de bu hafta başında her ikisi de yapay zeka konulu bir zirve için Paris'teyken görüştüğü belirtildi.

Almanya Başbakanı'ndan açıklama: Faşizm, ırkçılık ya da saldırı savaşına bir daha asla

Nasyonal Sosyalizm'in izlerini taşıyan ülkede aşırı sağdan uzak durma yönünde uzun süredir bir duruş sergileyen ana akım Alman partileri AfD ile çalışmayacaklarını söylüyor.

Vance'ın açıklamalarının ardından bugün değerlendirmelerde bulunan Scholz, "bir daha asla" ifadesinin Almanya'nın sahip çıkması gereken ve sahip çıkmak istediği tarihi bir görev olduğunu yineledi: Faşizm, ırkçılık ya da saldırı savaşına bir daha asla. AfD'yi sert bir dille eleştiren Scholz, partinin bazı üyelerinin Nazi suçlarını tarihte sadece bir "kuş pisliği" olarak nitelendirdiğine dikkat çekti. Bir daha asla ilkesinin AfD'yi desteklemek ya da onunla ittifak yapmakla bağdaşmadığını açıkça ifade etti.

Scholz ayrıca Vance'in yorumlarına şu sözlerle yanıt verdi:

"Almanya çok güçlü bir demokrasidir ve güçlü bir demokrasi olarak aşırı sağın siyasi kontrolün ve siyasi karar alma süreçlerinin dışında olması gerektiği ve onlarla iş birliği yapılmayacağı konusunda kesinlikle netiz. Partiler, diğer partiler ve bu aşırı sağ partiler arasındaki her türlü iş birliği fikrini gerçekten reddediyoruz."

Özel, Adalet Bakanı'nın raporları için 'Korsan' dediği bilirkişilerin, savcılık görevlendirme yazısını paylaştı Özel, Adalet Bakanı'nın raporları için 'Korsan' dediği bilirkişilerin, savcılık görevlendirme yazısını paylaştı

Almanya'da nefret söylemini kısıtlayan kurallara atıfta bulunan Scholz, "Avrupa'da ifade özgürlüğü, ülkemizde sahip olduğumuz mevzuat ve yasalara aykırı bir şekilde başkalarına saldırmamanız anlamına gelir," dedi.

Editör: Ömür Ünver