Acıyı paylaşmak...

6 Şubat’ta ülkemizde gerçekleşen depremin ardından yaşadığımız acıyı hiçbir söz, hiçbir kelime anlatmaya, ya da tarif etmeye yetmez. Bugün depremin 15.günü, ama hala bugün gibi. Yaralarımızı sarmaya, tekrar ayağa kalkmaya, yeniden yaşama geri dönmeye çalışıyoruz.

Geçen haftaki yazımda ifade ettiğim gibi hepimizin şapkamızı önümüze alıp yaşamış olduğumuz deprem felaketi karşısında payemize düşen eksiklerimizi sorgulamakla yola koyulmamız gerektiğini üstüne basa basa tekrarlamak, hatırlatmak istiyorum.

Peki biz bu depremi neden bu kadar ağır bedeller ödeyerek yaşadık? İlk önce bu soruya cevap bulmak gerektiğini düşünüyorum.

Allah kuluna dert vermez. Ders verir, imtihan eder ve der ki (Biz her insanın kaderini, kendi çabasına bağlı kıldık. İsra, 13.Ayet)

Evet kader diye bir şey elbette vardır. Ama görüyoruz ki Ayet’te de ifade edildiği gibi, kader denilen şey, bizim çabamızla da ilgilidir. Deprem öldürmez, bina öldürür felsefesinden yola çıkarsak, bir binanın depreme karşı dayanıklı bir şekilde yapılıp, zemini bataklık olan yerlere değil, daha ziyade kayalık olan alanlara bina yapıldığında, bir doğal felaket ya da deprem olduğunda bina yıkılıp ölümle sonuçlanıyorsa, o zaman belki kader diyebiliriz. Ama bir binanın depreme karşı dayanıklı bir şekilde yapılmayıp, zemini bataklık olan yerlere çok katlı binaları dikip, depreme karşı dayanıklı bina da yapsan, herhangi bir doğal felakette ya da depremde bina yıkılıp insan ölümleriyle sonuçlanıyorsa bunun adı kader değildir.

FUZULİ’nin dediği gibi; Ey insanKadere az bahane bulBuğday ektin de, arpa mı biçtin? Demezler mi insana?

Ezoterik astrolojide karma, eksik olanı tamamlamak demektir. İnsan, dünya üzerinde evreşerek kamil insan olmayı öğrenmeye çalışmaktadır. Bunun içinde ruh olgunlaşarak Seyri Süluk’e en yüksek mertebeye ulaşmaya çalışmaktadır. Yeniden doğuş döngüsüyle, her enkarne olduğu bedende ruhun olgunlaşma evresi kaldığı yerden devam etmektedir. Doğal olarak her insan aynı olgunlukta dünyaya gelmez. Astrolojide ruhun mertebeleri vardır. Kuran-ı Kerim’de de 7 nefs aşaması olarak geçmektedir.

Kişinin hangi felekten geçtiğine bakarak, ruhsal anlamda ne kadar olgunlaşmış olduğunu görürüz. Bu durumu, ülke haritalarına bakarak da görebilmekteyiz.

Astrolojide Kalde sıralaması dediğimiz Ay ile başlayan, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn hiyerarşisi bize ruhun mertebelerini göstermektedir.

Haritamızda hangi mertebedeysek hayat o ev konusunda şekillenerek, bir üst mertebedeki gezegenin bulunduğu ev alanına doğru bizi götürmektedir. Şayet en üst mertebeye taç çakraya Satürn’e geldiyseniz yeniden doğuş döngüsünü durdurmaya çalışıyorsunuzdur.

Aşağıda Solar Fire programından çıkartılmış olan Türkiye haritasını görüyorsunuz. Sağ köşede İbni Ezra’nın Almuten hesaplamasının olduğu kısmın ilk başında Ay sembolizmasını görüyorsunuz. İşte Planet Score Ay/40 puan yazan kısım mertebeyi yani almuteni göstermektedir.

Ülkemiz 1.mertebe olan Ay bilinciyle 12.evde yaşamını şekillenerek, bir üst mertebe olan Merkür’ün bulunduğu ev konularına doğru ilerlemeye çalışmaktadır. Ay bilinci mertebelerin en alt basamağı olan 1.mertebededir. Ay bilinci kök çakrayı kundalini enerjisidir. Hayatta kalma, beslenme ile ilgili dürtüsel bir bilinç seviyesidir. (Evim arabam olsun, yiyip içip, eğlenip, çoğalıp bu dünyadan göçüp gideyim bilinci vardır. En alt bilinç seviyesidir.) Karmadaki sınavı büyütmek ve beslemektir.

Biz ülke ve millet olarak yedirmeyi, içirmeyi, büyütmeyi, beslemeyi gerçekten çok seven ve herkesi kucaklayan bir milletiz. Ama millet olarak bilincimiz maalesef ki, en alt bilinç seviyesi olan Ay bilincinde olduğu için, evim olsun, arabam olsun, evlenip çoluk çocuğa karışayım, göçüp gideyim bu dünyadan bilincindeyiz. Ülke haritamıza baktığımızda Ay’ın 12.evde kaldığını görüyoruz.

Ülkeler astrolojisinde 12.ev: Hastaneler, huzur evleri, hapishaneler, sosyal devlet kurumları, gizli örgütler, dedektifler, ülkenin gizli düşmanlarını göstermektedir. Aynı zamanda AY, ülkeler astrolojisinde halkı göstermektedir. Ay’ın 12.evde kalması doğal olarak halkın 12.ev enerjisine sahip bir ülke olduğunu, ülkenin enerjisinin 12.ev konularıyla şekillendiğini göstermektedir. Halk açısından değerlendirdiğimizde zorlayıcı bir durumdur. Halkın ihtiyaçlarının arka plana atıldığını, halkın zihinsel olarak yöneticisi Merkür’ün Satürn’le kavuşumda ve Terazi burcunda bilinçaltında otorite kişileri, baba, patron gibi devlet erkanının baskısını hissettiğini göstermektedir. Gad Balıktan geldiğimiz için her şeyi Allah’a havale ettiğimizi, halbuki Kad Başağa 3.eve gittiğimiz için her şeyi Allah’a havale etmeyi bırakıp çalışan, üreten, çiftçilik yapan, ekip, biçen, tarıma önem veren, en verimli, en faydalı olanı gözeten, en mükemmel işi çıkartan, her şeyi kontrol eden, okumaya, eğitime öğrenime önem veren bir millet olmayı öğrenmemiz gerektiğini gösteriyor.

Sözlerimi Gazi Mustafa Kemal’in sözleriyle tamamlamak istiyorum.

“Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.”

 

Kendi haritasında almutenine bakmak isteyenler için, aşağıya mertebeleri ve anlamları anlatan kısa açıklamaları bırakıyorum.

 1.MERTEBE= Kök Çakra/Cinsel Çakra: AY

Ay bilinciyle dünyaya gelen her varlık Taç çakraya SATÜRN bilincine yukarı doğru ilerlemeye çalışır. Yaşamayı bilmeyen, olaylarla nasıl başa çıkacağını bilmeyen, kavramları tanımayan, başına gelen olaylar karşısında nasıl tepki vereceğini bilemeyen bir enerjiyle Ay bilincindeki kişi dürtüsel olur.

AY bilinci kök çakradır. Hayatta kalma, beslenme ile ilgili dürtüsel bir bilinç seviyesidir. (Evim arabam olsun, yiyip içip, eğlenip, çoğalıp bu dünyadan göçüp gideyim bilinci vardır. En alt bilinç seviyesidir. Karmadaki sınavı büyütmek ve beslemektir. "Ruhunu karmik tortularından temizlemek için sorumluluk üstlen."

2.MERTEBE= Sakral Çakra: Cinsel çakra olarak da geçer. Merkür bilincindeki varlık yemeyi, içmeyi, üremeyi, çocuk yapmayı sever. Bu mertebenin gezegeni MERKÜR'dür. Merkür akıldır. Farkındalık düşükse nefs ön plandadır. Karmadaki sınavı iletişim, haberleşme, ikna gücü kabiliyetini geliştirmek ve bu yeteneği ile kişiler ve toplum arasında bağ kurmak, doğru bilgiyi ulaştırmaktır. Zihnini dogmatik düşünce tarzından uzaklaştırıp kollektif bilinç seviyesini üst bilince taşımaya yöneltmelidir. "Doğru bilgiyi ulaştır."

3.MERTEBE= Karın Çakrası: Yemeyi, içmeyi, insanları, aşkı, parayı ve dünyadaki güzel olan herşeyi sever. Bu mertebenin gezegeni VENÜS'tür. Karmadaki sınavı aşk, sevgi, uyum, denge, barış, eşitlik, adalet, mutluluk, para, sanat, estetik yönünü geliştirmek için buradadır. Venüs kişileri kullanılmaya açıktır. Çok ağlar. Nefs'ani konular yüzünden çok tokat yer. Yani feleğin sillesini çok yiyeceksin demektir. "Değer verme duygunu geliştir."

 4.MERTEBE= Kalp Çakrası: Güneş bilincidir. Kendini sevmek, kendi değerini bilmek, sevgiye inanmak, aşka inanmak, idrak gelişmeye başlar, doğruyla yanlışı birbirinden ayırmayı bilir. Prensipleri vardır. Bu mertebenin gezegeni GÜNEŞ tir. Karmadaki sınavı kişilik, kimlik ve sağlıklı bir ego gelişimi için buradadır. Egosuna yapılan saldırılar, egonun zedelenmesi, ezilmesi, önemsenmemesi yüzünden egosunun yerle bir olmasını öğrenir. "Sağlıklı bir ego geliştirmeyi öğren."

5.MERTEBE= Boğaz Çakrası: Bu bilinç felek insanının bilincidir. Her şeyin farkında olan, sorgulayan bilinçtedir. Bilmenin peşindedir. Bilmeyi, öğrenmeyi ve öğretmeyi deneyimler. Bu mertebenin gezegeni MARS tır. Karmadaki sınavı almaya, kazanmaya, saldırmaya odaklı olan bu kişiler, hayatta her zaman her konuda sadece kazanan olmak, sadece kazançlı çıkmanın mümkün olmadığını anlamalıdırlar. Ancak ve ancak, haklı bir davada mücadele etmek zaferlerin en güzelidir. "İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür." SOKRATES

6.MERTEBE= Alın Çakrası/3.Göz: Bilgelik bilincidir. Az bulunan nadir kişilerdir. Bu mertebenin gezegeni JÜPİTER'dir. Karmadaki sınavı önce kendi içindeki ışığı bulmak, sonra da bilgeliğiyle insanlara ışık tutarak adaleti sağladıklarında Jüpiter'in ödüllerinden nasibini alacaktır. "İçindeki ışığı haritandaki Jüpiter'de bulacaksın."

7.MERTEBE= Taç Çakra: Kamil insan bilincidir. Çok az bulunan, en nadir kişilerdir. Bu dünyada eser bırakan, iz bırakan, insan olmanın bütün şartlarını gerçekleştirmiş, her şeyi bitirmiş insan bilincidir. Bu mertebenin gezegeni SATÜRN'dür. Karmadaki sınavı yaşlı ve olgun bir ruh olarak hakikate giden yolculukta hayatlarında gerekli düzeni sağlayıp, sorumluluklarını yerine getirdiğinde Satürn'den ödüllerini alacaklardır. "Bu hayatta yalnızsın bunu hiçbir zaman unutma."

Işıkta ve aydınlıkta kalmanız dileğiyle…

Sevgilerimle…