Hiç kimsenin bilmediğini yazamazsınız.
Sadece bilinenler üzerinden gidebilirsiniz.
Bilinenler üzerinden gidelim.
6 siyasi parti lideri bir masa kurdu. Masanın tek bir amacı vardı.
Türkiye'nin önemli çatışmalarına çözüm bulmak.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 6’lı masa hakkında, “Bu platform, yürütmenin en önemli sorunlarına çözüm bulmak için bir fırsat, değerlendireceğiz" dedi.
Akşener'in bu anlatımı, Türkiye'nin içinde bulunduğu zorlu koşullar altında birlik ve işbirliğine dayalı olarak değerlendirildi. Olumlandı.
Akşener, 28 Şubat 2022 tarihinde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için 6’lı masa tarafından hazırlanan mutabakata imza attı.
Mutabakat metninde, seçim barajının %3'e düşürülmesi, en az %1 oy alan partilere hazine yardımı, torba kanun uygulamasına son verilmesi, cumhurbaşkanının veto yetkisinin kaldırılması ve görev süresinin 7 yıl olması, hükûmet hakkında gensoru verme yetkisinin tanınması, eğitim müfredatına insan hakları ve kadın-erkek eşitliği derslerinin eklenmesi gibi vaatler yer aldı.
EVİNE DÖN ÇAĞRILARI VE YANITLARI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 5 Ağustos 2020’de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “Evine dön” çağrısı yapmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 8 Ağustos 2020’de “Birlik beraberliğin tesisine yönelik inşallah bir adım olabilir” diyerek Bahçeli’nin çağrısına destek vermişti. Akşener, 14 Ağustos 2020’de katıldığı bir televizyon programında Bahçeli’nin “Evine dön” çağrısıyla ilgili ”Partili cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhur İttifakı’nın içinde yer almamız mümkün değil! Başıma silah dayasalar mümkün değil” diye konuşmuştu.
Erdoğan, 2022’ye gelindiğinde G20 Bali Zirvesi dönüşü, İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırı nedeniyle muhalefeti eleştirmişti. Erdoğan, “Biz bu muhalefete yabancı değiliz. Bunların tavırlarına da yabancı değiliz. Şu anda bunlar PKK’nın parlamentodaki uzantısıyla zaten beraber hareket etmiyorlar mı? Beraber hareket ediyorlar. Kaldı ki bunların şu anda kendi içinde zaten terör söylemlerini ifade eden kişiler yok mu? Var. Nitekim şimdi bunlardan bazılarıyla ilgili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik parlamentoda çalışmalar da devam ediyor. Bunlara alıştık” demişti.
Erdoğan, konuşmasının devamında ise İYİ Parti’ye Altılı Masa’dan ayrılma çağrısında bulunmuştu:
“Burada özellikle muhalefetin içinde, CHP’yi bir kenara koyalım, Altılı Masa’nın hepsini söylememe gerek yok, ama İP’in (İYİ Parti) bunlarla aynı çizgiye düşmesi tabii düşündürücü. Onlar niye bunlarla aynı masaya düşüyor veyahut aynı konuma geliyor? Bu tabii düşündürücüdür. Hele hele böyle bir dönemde. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir.“
KUMAR MASASINDA HİÇ OLMADIK, BUNDAN SONRA DA OLMAYIZ
Akşener şu yanıtı vermişti:
““Sayın Erdoğan anladığım kadarıyla seçime dair derin bir endişe içerisinde. Dolayısıyla da her sabah kalktığında bu endişenin çözümü için adımlar atmaya kalkıştı. Geçen hafta HDP ile son derece neşeli, kakara kikiri görüntülü bir fotoğraf verdiler, görüşme yaptılar, birincisi bu. Daha sonra biliyorsunuz tutuklu sanık olan Selahattin Demirtaş hem özel helikopterle hem özel jetle ailesini görmeye gönderildi. Şimdi böyle bir resim burada duruyor. Bu sabah uyanmış böyle bir çözüm bulabilirim diye düşünmüş herhalde. Bu defa HDP üzerinden bizi, her zaman yaptığı gibi, dürtmeye kalkmış. Ama biz bugüne kadar Sayın Erdoğan’ın yaptığı zikzaklara alıştık. Masaya oturan kendileri, açılımları yapan kendileri, teröriste terörist diyemeyenle aynı yerde bulunan kendileri ama zora düşüldüğü zaman da yerli ve milli ilan edilen biziz. Biz Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının millilik ve yerlilik üzerinden yaptığı tanıma ihtiyaç duyan bir parti değiliz. Biz 2017’de yapılan ve bugünkü bu ucube sistemi getiren o referandumda çok net, çok açık tavır koyan insanların kurduğu bir siyasi partiyiz, İYİ Parti odur. Dolayısıyla çizgisinde hiç kırıklık olmayan, dün neyi savunduysa bugün de onu aynı kararlılıkla savunan bir partiyiz. Milletimizin geleceğinin heba edildiği bir kumar masasında hiç olmadık, bundan sonra da olmayız.”
ORTAK MUTABAKATTAKİ İMZASI
Erdoğan, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağını açıkladı.
6’lı masa 2 Mart’ta toplandı. Cumhurbaşkanı adayı konusunda ortak mutabakat yazdılar.
Akşener de imzaladı.
Mutabakatta şunlar yazılıydı:
“Millet İttifakını oluşturan siyasi partilerin genel başkanları olarak 28. Dönem TBMM ve 13. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak Cumhurbaşkanı adayımız ve geçiş süreci yol haritası konusunda ortak bir anlayışa ulaşmış bulunuyoruz. Genel başkanların partilerinin yetkili kurullarını bilgilendirmeleri sonrası nihai açıklamayı 6 Mart 2023 tarihinde kamuoyu ile paylaşmak üzere Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde tekrar bir araya geleceğiz.”
GİZLİ AJANDASINI AÇIKLADI
Akşener, 3 Mart’ta açıklama yaptı.
Açıklamasında Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığının dayatıldığı algısı yaptı.
“Ceketimi koysam aday olur”, “kirli pazarlıklar”, “şahsi hırslar”, “kişisel ajandalar”, “kuyruklu yalanlar”, “küçük hesaplar”, “noter masası” gibi süslü kelimelerle “asıl gizli ajandasını” güçlendirdi ve gizledi.
Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’nun aday olması gerektiğini söyleyerek, “asıl gizli ajandasını” gölgeledi.
“85 milyonun geleceğini, kişilerin tahakkümüne teslim edip, tehlikeye atmayacağız diyenlerin karşısında da, dimdik duruyoruz, durmaya da devam edeceğiz!” diyerek, “asıl gizli ajandasını” açıkladı.
Meslektaşım ve Gazetezebra yazarı Safiye Özşener bugünkü “Bir çürüme, başka bir sağlık getirir” başlıklı yazısında, “Akşener’in Kılıçdaroğlu adaylığına karşı çıkışı, ifade edilen gibi tabanın istememesi değil, dar kalıplara sıkıştırılmış aşırı milliyetçiliğin sonucudur.” demiş.
https://www.gazetezebra.com.tr/bir-curume-baska-bir-saglik-getirir
Ama eksik söylemiş.
Şimdi Akşener’e sormak lazım.
Hangisi gerçek Akşener?
Masadaki Akşener mi, 3 Mart’taki Akşener mi?
Enseyi karartmayın.