Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda 2018 yılında öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın dosyası Türkiye'den Suudi Arabistan'a gönderilmişti. ABD istihbaratı ise cinayetin arkasında Suudi Arabistan'ın olduğuna inandığını duyurmuştu.
Kaşıkçı'nın eşi Hanan Elatr, güvenliğinden endişe ederek Ağustos 2020'de sığınma başvurusunda bulunmak üzere ABD'ye gitti. ABD'ye ilk kez siyasi sığınma başvurusu yapmasının üzerinden üç yıldan fazla zaman geç Elatr, gerekçe olarak da son olarak bulunduğu Mısır'a veya 25 yılı aşkın süredir yaşadığı Birleşik Arap Emirlikleri'ne dönmesi durumunda hayatının tehlikeye gireceğini savunmuştu.
Elatr'ın avukatı Randa Fahmy, 60 ila 90 gün içinde bir yanıt almayı bekledikleri başvuru sürecinin uzamasının nedeninin ise ABD, Suudi Arabistan ve İsrail arasında devam eden müzakereler olduğuna inandığını söyledi.
Elatr ve avukatı, siyasi sığınma hakkı almanın "davamızı Cemal'e adalet getirme konusunda daha ileri taşımak için" bir sıçrama tahtası görevi göreceğini söyledi. Elatr ve avukatı Fahmy, Kaşıkçı'nın ölümü nedeniyle Suudi Arabistan'dan tazminat istiyor, ayrıca gazetecinin elektronik cihazlarını Türk hükümetinden almak için çalıştıklarını dile getiriyor.
İki kadın, Pegasus yazılımının dünya çapında otoriter hükümetlere satıldığı ve onlar tarafından kullanıldığına dair yaygın iddialarla karşı karşıya kalan İsrailli casus yazılım şirketi NSO Group'a karşı da yasal işlem başlatmayı planlıyor.
"Evet Cemal'in canını aldılar, benim hayatımı mahvettiler"
BBC'ye konuşan Kaşıkçı'nın eşi Elatr, "Evet Cemal'in canını aldılar, benim hayatımı mahvettiler ama biz kazandık." dedi.
Avukatı Fahmy de, "Cemal için adaleti, Hanan için ise barış ve adaleti sağlamaya kararlıyız." ifadelerini kullandı.
