Gündem

CHP Genel Başkanı Özel: Çocuklarla, eşlerle uğraşmak namertliktir. Bizim kitabımızda bunun rövanşı bile olmaz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin cumhurbaşkanı adayı ve görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde, partisinin cumhurbaşkanı adayı ve görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, görevlerinden alınan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler ile Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı, Gezi Parkı davası tutuklusu Tayfun Kahraman’ı, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı’yı ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan’ı ziyaret etti.

Yaklaşık 4 saat süren görüşmelerin ardından Özel, şunları söyledi:

“Ümit Özdağ’ın yanından ayrıldık. İddianamesini değerlendirdik. İddianamesi bomboş, elle tutulacak hiçbir yanı yok. Bu dosyadan, salı günkü dosyadan tutuklu değil ama 11 Haziran’daki dosyadan tutuklu ve orada artık serbest kalmasını kendisi de bekliyor, biz de bekliyoruz, partisi de bekliyor. Ülkenin genel demokrasisi açısından da zaten çok büyük bir ayıbın ortadan kalkmasını savunuyoruz. Ben hep söylüyorum, tüm partilerin genel başkanlarının hukuku diğer genel başkanlara emanettir. Bugün burada Ümit Özdağ’a yapılan muamele, aslında en çok Recep Tayyip Erdoğan’ın üzülmesi gereken bir muameledir.

Ben DEM Parti’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da Figen Yüksekdağ’ın da Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın da tutukluluklarının hepimizin utancı olduğu, özgürlüklerinin hepimizin ortak talebi olduğunu bir kez daha ifade etmek durumundayım. Sayın Özdağ’ın bu dosyası, Antalya’daki zaten dokunulmazlığı varken atılmış tweetler, iki tweet de suçlandığı olaydan sonra atılmış olan tweetler. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın büyük bir sorumsuzlukla -Türkiye Cumhuriyet Başsavcısı sanıyor kendisini- öyle bir düzenleme yok. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’na adeta hakaret ederek, onun görev alanındaki bir işi kendi yaparak, Antalya Cumhuriyet Başsavcısına hakaret ederek ‘Sen bilmiyorsun, ben senin yerine yapıyorum’ diyerek yetki aşımı ile yaptığı bir iştir. Kendisinin meslek hayatında kendisinin kara lekelerinden bir tanesidir. Şüphesiz en karalarından biri değildir ama kendi mesleki siciline sürdüğü bir kara lekedir. Biz İstanbul İl örgütümüzle birlikte, partimizin seçilmişleriyle birlikte salı günü Çağlayan Adliyesi’nde olacağız.

Şüphesiz bugün burada Sayın Ekrem Başkanımızla yaptığımız görüşme, her görüşmemizde olduğu gibi Türkiye’nin tüm meselelerine, ülke politikalarına dair çok önemli değerlendirmelerde bulunduk. Türkiye’nin geleceğine dair çok önemli değerlendirmelerde bulunduk ancak bugün içinde bulunduğumuz duruma dair de birlikte sohbet ettik, meseleyi değerlendirdik. İkimizin Ekrem Başkan’la ortak noktası, kendisinin de hatırlattığı, benim de teyit ettiğim nokta şudur ki; bu ülkede siyasette nepotizme, aile kayırmacılığına, akraba kayırmacılığına savaş açmış iki kişi varsa biri bensem, diğeri Ekrem İmamoğlu’dur. Biri Ekrem İmamoğlu’ysa diğeri Özgür Özel’dir. Biz liyakati özleyen, arayan, teşvik eden, bunu ben genel başkan olarak tüm belediyelerine yazılı-sözlü telkin eden, Ekrem İmamoğlu kendi yönettiği tüm alanlara bunu yazılı-sözlü telkin eden iki siyasetçiyiz biz. Bizim ödümüz kopar hak etmeyen birini bir göreve getirmeye. Bizim ödümüz kopar akraba kayırmacılığını bırakın yapmaya, yaptırmaya, görmemeye, engel olamamaya. Şimdi öyle bir süreç yürütülüyor ki, kişi kendinden bilir işi. Teker teker örnek verip ailesini hedef gösterme niyetinde değilim ama öyle bir nokta ile karşı karşıyayız ki, eğer bir aile hassasiyeti gösterenler varsa onlar bu tarafta, aile ile iş görenler varsa onlar da malum taraftadır.

“Savaşta bile eşlere ve çocuklara dokunmazlar”

Bildiğimiz bir şey var. Savaş hukukunda bile, savaşta bile eşlere ve çocuklara dokunmazlar. Ayıptır, yazıktır, günahtır, namertliktir. Eğer bir eşin birey olarak bir suçu varsa o başka bir şeydir ama siz bir eşi yargılayacaksınız, onu Silivri’de tutacaksınız, sonra başka cezaevine süreceksiniz. O eşe savcının sorduğu sorunun cevabı verilecek, sonra eşi olduğu için gideceksiniz, hanımefendiyi küçücük çocuğu evdeyken alacaksınız, şimdi 4 gün emniyette tutacaksınız, ona da kocasına sorduğunuz soruyu soracaksınız. Bu aileyle uğraşmaktır, bu küçücük çocukla uğraşmaktır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan özel kalemini, 10 yaşında evladının yanından, 40 gün sonra eğer ona soracak bir sorun vardıysa iddia edeceğin bir suç vardıysa 40 gün önce bu işler konuşulurken sorsaydın. Olmadığı belli, ortada yeni bir şey olmadığı belli ama zulmün sürsün diye 10 yaşında çocuğun yanından gözaltı yapıyorsan, annesi bir gün boyunca ‘Evladımı kim aldı, nereye gitti’, ne zaman ki duydu ablası geldi evladı ona teslim edildi, o zaman içi rahatlayabiliyorsa bu zulümdür. Çocuklarla, eşlerle uğraşmak namertliktir. Burada çok önemli bir nokta var. Bizim kitabımızda bunun rövanşı bile olmaz. Benim kitabımda bunun rövanşı yok. O açıdan Erdoğan’ın ve Erdoğan’a yakın olanların eşleri, çocukları rahat etsin. Yarın bunun rövanşını almayız, biz o ahlakın insanı değiliz.

Ekrem İmamoğlu bu arkadaki cezaevinde, hücresinde. Bir şeyin intikamını alıyorsan alıyorsun. Uğraşıyorsan uğraşıyorsun. Suçu ne? Rakibin olmak. Suçu ne? Seni yenmiş olmak. Suçu ne? Yaptığın iş ne? Önleyici gözaltı, önleyici tutuklama. Türk hukukunda olmayan. Neyi önlüyorsun? Güya senden sonraki cumhurbaşkanının seçilmesini önlüyorsun. Vallahi de teslim olmuyoruz, billahi de teslim olmuyoruz. Dün buraya geleceğimizi söylediğimiz andan itibaren ‘Efendim ikinci dalgadan CHP ürktü’, bak bak bak. ‘Pazarlık ediyorlar, tutuksuz yargılama karşılığında Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmamasını taahhüt edecekler.’ Değil Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun kendisi bile bu vakitten sonra cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilemez. 15,5 milyon kişi vermiş o oyu ona. 96 yaşında, iki bastonlu beli bükük anam merdiven çıkıp oy kullandı ona Üsküdar’da. Oy kullandı ona Şırnak’ta, Edirne’de, Antalya’da, Burdur’da, Isparta’da. 104 yaşında dede geldi. Karnında 3 aylık bebesi ile kadın geldi, oy kullandı. Ne ben ne bir başkası ne kendisi, adayımız Ekrem İmamoğlu’dur. Türkiye’nin bundan sonraki cumhurbaşkanı, milletimiz takdir ederse inşallah Ekrem İmamoğlu’dur. O yüzden biz öyle Erdoğan’dan, İmamoğlu’na özgürlük dileneceğiz, karşılığında da adaylık vereceğiz. Biz bu siyasetin insanı olsaydık bugün burada olmazdım ben. Ne işim var burada? Otururum evladımın, eşimin, anamın, babamın yanında. Ne işimiz var bizim burada? Ondan herkes aklını başına alsın. Orada burada televizyonlarda yorum yaparken, bilmem ne yaparken..."