İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Partimizden istifa eden bir milletvekiliyle Sayın Cumhurbaşkanı’nın temasını biliyorum. İstifa takvimini ayarladıklarını biliyorum. Yakın dönem istifalardan ‘Geç kalma acele et’ dediğini biliyorum. Eskilerini de birbiriyle ilişkilendiriyorum” diye konuştu.
İYİ Parti'den istifalar tartışılırken, ayrılan milletvekillerinin farklı partilere geçmesi siyasi gündemdeki yerini koruyor. Son olarak bir kaç gün önce İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rozetini taktığı törenle AK Parti'ye geçti.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, SZC TV’de yayınlanan Başkent Kulisleri programında bu konuyla ilgili açıklamalar yaptı.
Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanmasından İmralı Heyeti ile neden görüşmediğine, İYİ Parti’de yaşanan milletvekili istifalarından İYİ Parti Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
"Partimizden istifa eden bir milletvekiliyle Sayın Cumhurbaşkanı’nın temasını biliyorum"
Dervişoğlu, partisinden istifalarla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. “Partinizin içine birtakım eller mi karıştı?” sorusu üzerine Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Doğruları söyleyen bir siyasi partiden, bu siyasal düzen içerisinde el çekmeleri mümkün değil. Açıkça da söylüyorum buradan; partimizden istifa eden bir milletvekiliyle Sayın Cumhurbaşkanı’nın temasını biliyorum. İstifa takvimini ayarladıklarını biliyorum. Yakın dönem istifalardan ‘Geç kalma acele et’ dediğini biliyorum. Eskilerini de birbiriyle ilişkilendiriyorum. Bu istifaları meşrulaştırmak için İYİ Parti’den istifa edenlerin bilerek önce Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönlendirildiğini, Cumhuriyet Halk Partisi’ne giden milletvekillerinden sonra bu tür gidişlerde meşruiyet yaratıldığını, ondan sonra da akışın Adalet ve Kalkınma Partisi'ne doğru yönlendirildiğini biliyorum.”
“Bu transferlerin anayasa değişikliği kapsamında yeterli oy sağlanmasına mı yönelik olduğu” konusundaki soruya Dervişoğlu, şu yanıtı verdi:
“İki şeye bağlayabilirsiniz. Adalet Ve Kalkınma Partisi'nin eğer bir anayasa değişikliği hayali varsa, siyasi ittifaklarla, 400 milletvekilinin ortak kabulüyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu değişikliği yapması kendileri için çok önemli. Çünkü iktidar partisi artık bu haliyle referandumdan herhangi bir şey geçiremez. Dolayısıyla 400’ü araması son derece normal. O sebeple de ya siyasi ittifaklara ihtiyacı var -ki DEM’le olan yakınlaşmayı da ona bağlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin de ona ses çıkarmayacağını delalet eden beyanlarını da o 400 arayışıyla ilişkilendiriyorum. Ama 400 bulunmadıysa erken seçim kararının alınmasını mümkün kılabilecek 360 parlamenterlik nitelikli çoğunluğu garantiye almaya yönelik görüyorum. “
Dervişoğlu'ndan Zorlu'ya: "Ayrıca uzunca bir zamandan beri başka beklentileri ve hesapları da vardı"
Kürşad Zorlu’nun istifasını bildirip bildirmediğinin sorulması üzerine Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Kürşad Bey bizim Dışişleri Komisyonu üyemizdir. Dışişleri ile ilgili bir kanun görüşülürken Dışişleri Komisyonu üyesi olarak konuşma yapmaktan bile imtina etmiştir, hükümetin görüşlerinin hilafına bir beyanda bulunmaktan kaçarak. Ayrıca uzunca bir zamandan beri başka beklentileri ve hesapları da vardı. Siyasette beklenti de olur, hesap da olur, strateji de olur. Ama İYİ Parti’den daha fazla Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki bakanlara olan yakınlıklarıyla ya da işte onlara olan muhabbetleri ile anılırdı içimizde. Fazla şey söylesem alınacaklar. Bir diğer arkadaşımız uzunca bir zamandır grup toplantılarına böyle kesintili gelir, milletvekilleri bir araya geliriz onlara katılmaz, yani sonradan öğrenirsiniz ki Tayyip Erdoğan'la uzunca bir zamandan beri temas halinde. İstifasının zamanlamasını Sayın Erdoğan belirliyor. Ben ülkü, hedef, ideal birliği olmayan insanlarla siyaset yapılamayacağını bilirim. Dolayısıyla beni gidenlerden daha çok kalanlar ilgilendiriyor.”
"Kamuoyunda bu beklentiyi ortadan kaldıracak bir açıklama gerekiyorsa da o kendilerinin takdirinde bir husustur"
İstifa eden kişilerin Kurucu Genel Başkan Meral Akşener ile ilişkilendirildiğine dair iddialar hatırlatılarak, “Akşener’i partiden ihraç etmeyi düşünür müsünüz?” sorusuna Dervişoğlu, şöyle yanıt verdi:
“Yok öyle bir şey. Ben olağanüstü kongreyle geldim, disiplin kurullarını çalıştırmamak için özen gösteriyorum, bir. İki, bu partiden giden hiç kimse benim yüzümden ayrılmadı. Benim yüzümden ayrıldığını, benim eylemlerimden ya da söylemlerimden ötürü partiden ayrıldığını iddia eden arkadaş var mı? Yok. Herhangi birisi yok. Dolayısıyla İYİ Parti hedeflerinden, ilkelerinden, kuruluş amaçlarından uzaklaştı da mı bu arkadaşlar gitti? Öyle bir durum da yok. Dolayısıyla siyasi ikbal ve istikbal arayışına söyleyecek bir şeyim yok. Bu arayış içinde olup, makas değiştiren arkadaşlara cevap vermesi gereken halktır. Ama siz bana diyorsunuz ki Kurucu Genel Başkanınız de ilgili böyle bir iddia var. Ben kurucu da olsa Genel Başkanım dediğim birini böyle kanatlar altına almaya çalışan bir kişi olarak anılmayı arzulamam. Böyle bir endişe varsa ben bunu muhtemel görmüyorum, bakın onu söylerim. Ama kamuoyunda bu beklentiyi ortadan kaldıracak bir açıklama gerekiyorsa da o kendilerinin takdirinde bir husustur.”
“Fotoğraf tek başına yetiyor üzerinde değerlendirme yapmaya"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İYİ Parti Kurucu Genel Başkanı Akşener’in görüşmesinin ardından herhangi bir açıklama yapılmamasına ve o görüşmeyle ilgili fotoğrafa ilişkin yorumu sorulan Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Fotoğraf tek başına yetiyor üzerinde değerlendirme yapmaya. Şimdi siz de söylüyorsunuz ki bu birkaç yerden alınır. Elbette ki eskiden tanışan insanlar bir araya gelir. Şimdi oradaki süreçte de şöyle; ben çok yeni Genel Başkan’dım. Televizyon açık durur hepimizin odalarında. Baktım, İletişim Başkanlığı’nın bir açıklaması var. İletişim Başkanlığı, Sayın Akşener’in Tayyip Erdoğan’la görüşeceğini açıkladı. Ama bu görüşme yapıldıktan sonra o görüşmeyi duyuran İletişim Başkanlığı herhangi bir açıklama yapmadı. Sayın Akşener de bir açıklama yapmadı. Kendisiyle bunu konuştuğumuzda, siyasi bir şey konuşulmadığını ama Cumhurbaşkanlığı açıklama yapmazsa, kendisinin açıklama yapmasının da yerinde olmayacağını söyledi, devlet teamülleri açısından. Bunlardan rahatsız olduğum bir şey yok. İsteyen istediğiyle görüşebilir. İsteyen yeni bir siyasi yol haritası da tanzim edebilir. Ama buna Kurucu Genel Başkan’ın karıştırılması, benim ona cevap vermemden kaynaklı bir siyasi bulanıklık ortamı yaratılmasını ben uygun bulmam. Ben sadece Genel Başkanlık görevini devralmadım İYİ Parti’de. Ayrıca ben Sayın Meral Akşener’i kongrede de yenmedim. Sayın Meral Akşener, siyaseti bıraktığını açıklayarak İYİ Parti Genel Başkanlığı’ndan ayrıldı. Bu aslında, bu yönüyle anılması icap eden bir şey; ama Sayın Meral Akşener’in İYİ Parti Genel Başkanlığı'ndan ayrılmasıyla, bazı alanlarda birtakım olumsuzluklar yaşanmaya başlanmış olabilir. Kimilerinin konfor alanı bozulmuş olabilir. Ben de aslında her şeyi dikkate alarak, son derece ince düşünerek hiç kimseyi kırmadan, incitmeden bu süreci yöneterek işin içinden çıkmaya çalışıyorum. İşim çok zor, spekülasyonlarla uğraşıp ağzımdan yanlış anlaşılabilecek bir şeylerin çıkmaması için inanın çok çabalıyorum.”