TBMM Başkan Vekili ve DEM Parti İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder'in kalp krizi geçirmesi nedeniyle ertelenen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile DEM Parti heyetinin görüşmesi bugün gerçekleşti. DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, saat 10.30'da bakanlığa geldi. Görüşme, yaklaşık 2 saat sürdü.
Adalet Bakanı Tunç, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan’la bakanlıkta bugün gerçekleştirdikleri görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Tunç açıklamasında, "Görüşmede ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunduk" ifadesini kullandı.
DEM Parti heyetinden açıklama
Görüşme sonrasında DEM Parti heyeti adına Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, basın mensuplarına açıklamada bulundu. "Bu görüşme İmralı heyetimizin aslında Sayın Cumhurbaşkanı'yla yaptığı görüşmeden sonra planlanmıştı" diyen Koçyiğit, şöyle devam etti:
"Ama ne yazık ki İmralı heyet üyemiz ve Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'in hastalığı nedeniyle erteledik ve bugün de onlar olmadan bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Bu vesileyle bir kez daha umutlu bekleyişimizi sürdürdüğümüzü ve yatağında hastalığına direnen Sırrı Süreyya Önder arkadaşımıza, Meclis Başkan Vekilimize, İmralı heyet üyemize geçmiş olsun dileklerimizi buradan bir kez daha iletmek istiyoruz."
"Öcalan'ın koşullarıyla ilgili bazı gelişmeler görebiliriz"
Görüşmeye ilişkin olarak, "Ekim'den beri başlayan tartışmalar vesilesiyle, bunun sürece yapacağı katkıları, yasal düzenlemeleri geniş bir zeminde konuşma fırsatı bulduk" ifadelerini kullanan Koçyiğit, "Öncelikli konuşma başlığımızın İmralı'da bulunan ve 27 Şubat çağrısıyla da Türkiye'de yeni bir dönemin kapısını aralayan, Kürt sorununun demokratik çözümünde yeni bir eşik atlamamızı sağlayan Sayın Öcalan'ın çalışma koşulları, sağlık koşullarının olduğunu ifade etmek isterim" dedi.
Koçyiğit, şunları söyledi:
"Bu konuda Sayın Bakan'a tecrit koşullarında bu sürece Sayın Öcalan'ın katkı sunamayacağını, sürecin ilerletilmesi açısından Sayın Öcalan'ın koşullarının en önemli başlık olduğunu ve derhal, bir an önce artık bu koşulların amasız, fakatsız düzeltilmesi gerektiğini kendilerine ifade ettik. Bu konuda sanırım önümüzdeki dönemde bazı gelişmeler görme şansımız da olacak diye düşünüyoruz.
Bunun dışında oraya farklı heyetlerin gitmesi, farklı milletvekillerinin, farklı siyasi partilerin, aydınların, yazarların, gazetecilerin gitmesi ve yine Sayın Öcalan'ın görmek istediği, görüşmek istediği bazı aydınların, yazarların, gazetecilerin adaya gitmesi, onunla temasta bulunmasının çok önemli olduğunun altını çizdik. Bu anlamıyla, bu konuda da bakanlığın hızla adım atması gerektiğini ifade ettik."
Hasta tutuklular ve infaz kanunu
Görüşmede hasta tutuklular ve infaz kanunu konusunun da gündeme geldiğini aktaran Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de adalet sistemiyle ilgili çok geniş sorunlar var. Bunları da kapsamlı bir şekilde, ele alma şansımız oldu.
Bizim için en önemli temel başlıklardan birisi halihazırda cezaevinde bulunan hasta mahpuslar başlığı. Gerçek anlamda bunun ne insani, ne vicdani ne de hukuki olmadığını her birimiz biliyoruz. O anlamıyla hasta mahpuslar açısından hızla bir düzenleme yapılması, halihazırda adli tıp raporları alanların hızla cezaevinden salıverilmesi konusunda da görüş ve düşüncelerimizi kendilerine yine ifade ettik.
Bu konudaki taleplerimizi kendilerine ilettik. Yine kamuoyunda 'Covid Yasası' olarak bilinen, aslında Covid pandemi döneminde cezaevinden şartlı salıverme koşullarını düzenleyen ama onun içerisinde örgütlü suçları istisna tutan yasal, yasal düzenlemede, biliyorsunuz bir infaz paketi düzenlemesi var.
Oradaki bu örgütlü suçları istisna tutan meselenin ortadan kaldırılması ve gerçek anlamda herkesi kapsayan, eşitlikçi bir yaklaşımın gözetilmesi gerektiğini de kendilerine ifade ettik.
Yine özellikle bu önümüze gelecek olan infaz paketinde biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi'nin daha önce de iptal ettiği örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleme, maddesi vardı.
Anayasa Mahkemesi bunu iade etmişti ama ne yazık ki Meclis'ten geldiği gibi aynı şekilde düzenlendi, geçti. Şimdi yeniden, pakete konulmasına dair bazı bilgiler aldık. Bunun mutlaka amasız, fakatsız ortadan kaldırılması, asla kabul edilemediği, bu anlamıyla Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun bir düzenleme yapma beklentimizi yine kendilerine ifade etmiş olduk.
Bu anlamıyla özellikle yine en büyük sorunlardan birisi olan cezaevindeki mahpusların cezalarını yatmış olmalarına rağmen İdari Gözlem Kurulu kararlarıyla tamamen sübjektif, tamamen keyfe keder gerekçelerle insanların cezalarını çekmiş olmalarına rağmen cezaevinde kalmalarını sağlayan bu meselenin, bu idari gözlem kurullarının reforme edilmesi, gözden geçirilmesi, bu kurulların demokratikleştirilmesi ama bununla beraber de bütün bu gözlem kurulu kararlarının kriterlere, yani objektif kriterlere göre karar vermesi gerektiğini kendilerine ifade ettik ve bu anlamıyla gelecek ilk pakette de idari gözlem kurullarının bu keyfe keder, gerçek anlamda aslında ikinci bir cezalandırma mekanizması olan bu kurulun demokratikleşmesi, yapısının demokratikleşmesi, kararlarının da, objektif kritere göre vermesi gerektiğine dair bir düzenlemenin hızla gelecek ilk yasal pakete, ilk pakete konulması gerektiğini, ifade etmiş olalım."