Dünya Bankası'nın son raporuna göre, bu bölgelerdeki büyüme önümüzdeki iki yıl boyunca yüzde 4 civarında sabit kalacak.
Küresel büyümeyle karşılaştırıldığında (2025 ve 2026'da %2,7 olarak tahmin ediliyor) gelişmekte olan ülkelerin daha iyi performans gösterdiği görülüyor. Ancak yine de kendi tarihsel büyüme seviyeleriyle karşılaştırıldığında ilerlemeleri hala yavaş olduğu düşünülüyor.
Dünya Bankası, 2000-2010 döneminde gelişmekte olan ekonomilerin 1970'lerden bu yana en hızlı büyümeyi kaydettiğini bildirdi. 2008-2009 mali krizi ise bu büyümeyi durdurdu, ticaretin, yatırımın ve ulusların ekonomik bütünleşmesinin önünü kesti.
Dünya Bankası, gelişmekte olan ekonomilere gelen doğrudan yabancı yatırım (FDI) girişinin GSYH'ye oranının 2000'li yılların başındaki seviyenin yaklaşık yarısı kadar olduğunu bildirdi.
Raporda, 2024 yılında yeni küresel ticaret kısıtlamalarının 2010-2019 yılları arasındaki ortalamanın beş katına çıkacağı belirtildi.
Başkan seçilen Donald Trump'ın Beyaz Saray'a gelişinin yaklaşması göz önüne alındığında, önümüzdeki yıllarda uluslararası ticaret gerginliğinin de artması muhtemel görülüyor. Cumhuriyetçi lider, "gümrük vergisi" için "sözlükteki en güzel kelime" ifadesini kullandı ve Çin ve Meksika gibi ülkelerden gelen denizaşırı mallara vergi koymakla tehdit etti.
Önümüzde daha fazla zorluk var
Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerdeki zayıf büyümenin yoksullukla anlamlı bir şekilde mücadele etmek ve kalkınma hedeflerine ulaşmak için yeterli olmayacağı konusunda uyardı.
Grup, 2030 yılına kadar 622 milyon insanın aşırı yoksulluk içinde kalacağını tahmin ediyor. Açlık ve yetersiz beslenme de yaklaşık aynı sayıda insanı etkileyecek.
Gelişmekte olan ekonomiler aynı zamanda daha fazla birbirine bağımlı hale geldiler; bu da büyümenin durmasının geniş kapsamlı etkilere sahip olduğu anlamına geliyor.
Bu bölgelerden çıkan malların yüzde 40'tan fazlası diğer gelişmekte olan ekonomilere gittiği belirtilirken, bunun 2000 yılındaki oranın iki katı olduğu kaydedildi.
Dünya Bankası, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ekonomilerin büyümeye yönelik daha önemli engellerle karşılaşacağını da vurguladı.
Dünya Bankası Grubu Baş Ekonomisti ve Kalkınma Ekonomisi Kıdemli Başkan Yardımcısı Indermit Gill, "Gelişmekte olan ekonomiler için önümüzdeki 25 yıl, son 25 yıldan daha zorlu olacak" dedi.
Gill, "Bir zamanlar yükselişlerine yardımcı olan güçlerin çoğu dağıldı. Onların yerine korkutucu karşı rüzgarlar geldi: yüksek borç yükleri, zayıf yatırım ve üretkenlik büyümesi ve iklim değişikliğinin artan maliyetleri bunlara neden" ifadesini kullandı.
Dünya Bankası, bunun yanı sıra, faiz indirimlerini geciktirebilecek ve dolayısıyla yatırımları yavaşlatabilecek kalıcı enflasyon tehdidine de dikkat çekti.
Umutlu olmanın nedenleri
Raporda, büyüme beklentilerini iyileştirme yolları sıralanırken, özellikle ulaştırma altyapısının iyileştirilmesi ve gümrük süreçlerinin standartlaştırılmasıyla ticaretin artırılabileceği vurgulandı.
Dünya Bankası, raporunda yatırımların artırılması ve işgücünün potansiyelinin ortaya çıkarılmasına da odaklanılması gerektiği belirtilerek, "Bunu başarmanın bir yolu da kadınların işgücüne katılımını artırmaktır" denildi.
Raporda umut verici bir gelişme olarak, özellikle ABD ve Çin'in büyümeye devam etmesi durumunda küresel ekonominin beklenenden daha iyi performans gösterebileceği belirtiliyor. Ancak Çin ekonomisi şu anda emlak krizi ve zayıf tüketici talebinin ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesiyle büyük zorluklarla karşı karşıya.
Dünya Bankası, daha fazla teşvik tedbirinin bu durumu tersine çevirmeye yardımcı olabileceğini kaydetti.
Raporda, güçlü ABD büyümesinin olası etkilerinin "özellikle belirgin" olabileceği de ifade edildi.