ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Wyoming’de düzenlenen yıllık toplantıda, para politikalarında ayarlamalar yapılması gerektiğini belirtti. Powell, gelecekteki faiz indirimlerinin hızına dair net bir sinyal vermese de, enflasyonun kontrol altına alındığını ve işgücü piyasasının öncelikli hedef haline geldiğini vurguladı. Powell, yıl sonunda işsizlik oranının yüzde 4.4’e çıkmasının Fed’in daha hızlı indirim yapmasına neden olabileceğini belirtti.
KPMG Kıdemli Ekonomisti Diane Swonk, bu gelişmelerin işgücü piyasasının artık Fed’in bir numaralı önceliği haline geldiğini gösterdiğini söyledi. Yatırımcılar, Fed’in faiz indirimleri konusundaki kararlarının, diğer büyük merkez bankalarının aynı yönde hareket etmesiyle belirsizlikleri azalttığını belirtiyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) da faiz indirimleriyle ilgili önemli mesajlar verdi. ECB yetkilileri, Haziran’daki faiz indiriminin ardından Eylül ayında da bir indirim olasılığına işaret etti. Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Olli Rehn, Euro Bölgesi’ndeki dezenflasyon sürecine rağmen Avrupa’da büyüme ve imalat sektörünün olumsuz görünümünün Eylül’de bir indirim ihtimalini güçlendirdiğini ifade etti. Portekiz Merkez Bankası Başkanı Mario Centeno, Haziran’daki indirim kararının ‘kolay’ olduğunu belirtti.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey ise, enflasyon risklerinin azaldığını ve daha fazla faiz indirimi yapma olasılığının açık olduğunu söyledi. BoE, Ağustos 2023’ten sonra ilk kez faizi 25 baz puan indirerek yüzde 5 seviyesine çekti.
Küresel çapta faiz indirimi adımları atan diğer ülkeler arasında Kanada, Yeni Zelanda ve Çin de bulunuyor. Öte yandan, Japonya referans faiz oranını 17 yıl aradan sonra ilk kez artırarak yendeki düşüşü durdurma çabasında.