İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre İsrail Savunma Kuvvetleri'nde (IDF) otuz yıl hizmet veren, seçkin Sayeret Matkal komando birliği ve ordunun genelkurmay başkanı olarak da görev yapan Yaalon, yerel televizyon kanalı Democratv'ye verdiği demeçte, ülkesinin Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü saldırılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Netanyahu liderliğindeki sağcı İsrail hükümetinin Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki politikasını eleştiren Yaalon, “Şu anda işgale, ilhak etmeye, etnik temizliğe (Gazze Şeridi'nin kuzeyine bakın), tehcire ve Yahudi yerleşimine sürükleniyoruz.” diye konuştu.
Başbakan Netanyahu'yu İsrail'i "yıkıma" sürüklemekle suçlayan Yaalon'un sözleri üzerine, spiker sözünü keserek, "Senden duymayı beklemediğim sözler söyledin. Gazze Şeridi'nin kuzeyinde etnik temizlik, buna doğru ilerlediğimizi mi sanıyorsun?" sorusuna, Yaalon şu yanıtı verdi:
"Orada ne oluyor? Beyt Lahiya artık yok, Beyt Hanun artık yok ve onlar (İsrail ordusu) bölgeyi Araplardan temizliyorlar."
Ya'alon, Channel 12'ye verdiği ikinci röportajda, "Hükümetteki birçok bakanın ve Knesset (parlamento) üyesinin ifadelerine bir ayna tuttum. Bu başlık altında, etnik temizlik etkili bir şekilde gerçekleştiriliyor; bunun için başka bir kelime bulamıyorum." dedi.
Muhabirin, bu ifadenin tarihteki "karanlık dönemleri" çağrıştırdığını hatırlatması üzerine de, "Doğru, ben bu terimi bilerek alarm zillerini çalmak için kullandım" diye konuştu.
İsrail ordusundan yanıt
CNN'in haberine göre, İsrail ordusu, Ya'alon'a yanıt verirken, Gazze'nin kuzeyinde etnik temizlik yaptığını reddetti ve "uluslararası hukuka uygun olarak hareket edildiğini ve kendilerini korumaları için operasyonel gerekliliklere dayanarak sivilleri tahliye ettiklerini" açıkladı.
Daha önceki eleştiriler
İsrail gazetesi Haaretz, Ekim ayının sonunda "Etnik temizlik gibi görünüyorsa, muhtemelen öyledir" başlıklı bir yazı yayımladı. İnsan Hakları İzleme Örgütü geçen ay 154 sayfalık raporunda İsrail'in Gazze'deki Filistinlilerin zorla kitlesel yerinden edilmesine, bir savaş suçu ve insanlığa karşı bir suç teşkil eden kasıtlı ve sistematik bir kampanyayla nezaret ettiğini kaydetti. Avrupa Birliği'nin üst düzey diplomatı Josep Borrell, "Kuzey Gazze'de olup biteni tanımlamak için 'etnik temizlik' sözcüklerinin giderek daha fazla kullanılmasının tesadüf olmadığına" inandığını söylemişti.