Uzaya gidecek ilk Türk olmak için yapılan başvuru sayısı iki günde 31 bini geçmiş.
Mutlaka meraklısı vardır ama sıtkı sıyrılmışların da listede olduğu aşikar.
Hele turist mi astronot mu gidecek bilinmediğinden, herkes için durumu fırsat olarak görmek normal.
✱✱✱
Ben söyleyim de bilmedik, duymadık denmesin.
Astronot olunacaksa koşullar hiç basit değil.
İlk talihli Türk’ün gidebileceği en uzak mesafe dünyadan 400 kilometre uzaklıkta... Yerçekiminin olmadığı bir ortam burası.
Bu yüzden boy, kilo, fiziksel kondisyonla beraber akıl ve ruhsal sağlığın oldukça sağlam olması gerekiyor.
“Bir hevesle geldim ben, çok heyecanlıyım.” şirinliklerinin sökmeyeceği, fazlasıyla ciddi ve katı prosedürler var.
Fen, teknoloji, mühendislik veya matematik ağırlıklı bölümlerden birinden yüksek lisans mezunu olmak, öncül şartlardan.
En az bin saat jet kullanmış olmak da bunlardan biri...
Üstüne, nitelikli ve tam donanımlı bir uzay personeli olmak için iki yıl eğitim almak gerekiyor.
Uzay Mekiği ve Uluslararası Uzay İstasyonunun temellerini öğrenme zorunluluğu var.
Ayrıca NASA T-38 eğitim jetlerini uçurarak bir ekibin parçası olmayı da öğretiyorlar astronotlara... Fen başta, tıbbi prosedürler hakkında da eğitim veriliyor.
Topluluk önünde konuşma dersleri alınması şart.
ISS'de mürettebat üyesi olunacaksa, İngilizce ve Rusça da bilinmesi zorunlu; bu dersler de yoğun olarak veriliyor.
Bunlardan başka, hayatta kalma eğitimi, uzayda hayatta kalma versiyonu ile öğretiliyor.
Çünkü atmosferde kaza yapmak, ambulans çağırmak, "Sıkıldım bi’ hava alayım.”, “Olmadı geri dönelim; sağda inecek var.” demek gibi bir ihtimal yok.
Şayet Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gidilecekse; hepi topu 388 metreküp alanda, yapay oksijen ve ışıkla yaşanıyor.
Uyumak, beslenmek, tuvalet gibi temel ihtiyaçları karşılamak, tümden şekil değiştiriyor. Radyasyona maruz kalınacağı, kas ve kemik erimesi olacağı bilinerek; sağlıktan ödün verilerek gidiliyor.
Bir de maliyeti var bu işin; oralara hiç girmeyeyim ki fenalık geçirmesin kimse...
Özetle...
Zorunlu prosedür ve eğitimler bugün başlasa, ilk Türk astronotun 2024 Haziran’ından önce sefere çıkması mümkün değil ama biz yemiş olalım.
En az bin saat jetle uçmuş, bilim temelli akademik kariyeri olan adayımız çoksa tabii...
✱✱✱
Astronot değilse; kim, nasıl gidecek uzaya?
Tabii ki özel şirketlerden biri ile turist gönderilecek.
Bunun için talihlinin kim ve ne tür donanımlara haiz olduğunun çok da önemi yok; asgari koşulları karşılasa yeterli çünkü en fazla 3 gün süren seyahatler...
Bir tur atıp dönmek 55 milyon dolarcıktan başlıyor; o kadar.
Bugün astronot yetiştirmek yerine; en az 900 milyon TL harcanacak, hiçbir bilimsel temeli olmayan, ülkeye goygoy ve magazinden başka katkı sağlamayacak yolculuğa, sıradan bir vatandaşı göndermek için hükümet neden mesai ve masraf yapar?
Ne yazık ki 900 milyon değil sadece bir basit cevabı var bu sorunun...
Seçim propagandası.
Hepimize hayırlı olsun!
Yiyen yesin, kalanlara gargara...
Editör: Ömür Ünver