AnaManşet

İkinci soruşturma: Sinan Ateş'in katledilmesi talimatını kimlerin verdiği gibi sorular cevapsız kaldı

Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in suikastına ilişkin açılan ikinci soruşturmada aralarında Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve eski MHP milletvekili Olcay Kılavuz’un aralarında olduğu 22 şüpheli hakkında delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Buna karşılık üç ülkücü ve bir komisere kişisel verileri ele geçirmekten, dört kişiye de suçluyu kayırmaktan dava açıldı

Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetine ilişkin hakkında soruşturma başlatılanlar arasında, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yıldırım, dönemin Mersin Milletvekili ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin danışmanı Olcay Kılavuz vardı. Kılavuz ve Yıldırım'ın da aralarında olduğu 22 şüpheli hakkında delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Ülkü Ocakları mensubu üç kişi ve bir komisere kişisel verileri ele geçirmekten, dört kişiye de suçluyu kayırmaktan dava açıldı.

Ayşe Ateş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Kamuoyuna duyurulur: Az önce elime ulaşan yargı kararına göre iddianame hazırlanmasını beklediğimiz ikinci soruşturma dosyasındaki bütün sanıklar hakkında takipsizlik kararı verildi. Bu kararla birlikte Sinan Ateş’in neden katledildiği, katledilmesi talimatını kimlerin verdiği gibi sorular cevapsız kaldı. Elleri kanlı azmettiricilere normal hayatları hediye edilirken bana ve iki kızıma bir ömür boyu ölüm tehdidi altında yaşamak layık görüldü. Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum: Sayın Cumhurbaşkanı’m bana tahsis ettiğiniz iki yakın silahlı korumanın artık bir anlamı kalmamıştır. Sinan Ateş’i makamınızın bir kilometre ötesinde katlettirenler bu saatten sonra aldıkları bu cesaretle Ayşe Ateş’e ve iki kız çocuğuna neler yapmazlar. Değil iki koruma, bir orduyu yanımıza verseniz onları durduramazsınız. Ben ve kızlarım önce yüce Allah’a, sonra aziz milletimizin vicdanına, şefkatine ve iyiliğine sığınıyoruz."