İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Marmara Cezaevi'nden AKP ve MHP seçmenlerine seslendi. Kumpas kurulduğunu söyleyen İmamoğlu, “İnsanları ‘yalancı şahit’ olmaya zorluyorlar” dedi. “Ahlakı, hak ve hukuku korumanın partisi olmaz” diyerek vatandaşları hukuksuzluğa karşı birlik olmaya çağıran İmamoğlu, "Bir gün herkesin kapısını çalabilecek bu hukuksuzluğa evlatlarımız ve geleceğimiz için dur demeliyiz. Kendine ait olmayan koltuğu korumak adına her yolu mübah gören anlayışa dur demeliyiz. Ahlakı, hak ve hukuku korumanın partisi olmaz" dedi.
Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan İmamoğlu'nun mesajları sosyal medya hesabından duyuruluyor. Yeni paylaşımda AKP ve MHP seçmenlerine seslenen İmamoğlu, diplomasının Ramazan ayında bir iftar vakti iptal edildiğini ve aynı gece sahur vakti gözaltına alındığını hatırlattı. İktidarın kendisini ve İBB yönetimini sürekli mercek altına aldığını, göreve geldiği günden bu yana bin 200 müfettişin İBB’nin tüm iş ve işlemlerini incelemesine rağmen herhangi bir usulsüzlük bulamadığını vurgulayan İmamoğlu, son yerel seçimlerde üçüncü kez 1 milyon oy farkla göreve gelişinin ardından kendisi hakkında farklı çevrelerce şikâyetler ve “gizli tanık iftiraları” oluşturulduğunu söyledi. Diplomasının bir günde iptal edildiğini, mal varlığına el konulduğunu ve bu durumun haysiyetine zarar verdiğini ifade eden İmamoğlu, “Bir gün bu hukuksuzluk herkesin kapısını çalabilir” diyerek seçmenlere uyarıda bulundu.
Türkiye'de son dönemde çoğalan baskıları “zulüm” olarak niteleyen İmamoğlu, ülkeyi yönetenlerin “kendi koltuklarını korumak için her yolu mubah gördüklerini” iddia etti ve toplumun tüm kesimlerini hukukun üstünlüğünü savunmaya çağırdı.
İmamoğlu ayrıca, “Seçimler gelir geçer, o parti gelir, bu parti gider ama kalıcı olan hakka ve hukuka olan güvenimizdir” ifadelerini kullanarak adaletin herkes için, her zaman korunması gerektiğini hatırlattı. İBB Başkanı, protestoların ve eleştirilerin demokratik haklar olduğuna işaret ederken, insanların oy tercihine bakılmaksızın “hak, hukuk ve ahlak” ekseninde birleşmesi gerektiğini dile getirdi.
