CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Merkezi'nde yaptıkları görüşme sonrası açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, operasyonun bir kişiyle ilgili şirkete bağlandığına dikkati çekerek, "Söz konusu şirket sadece CHP’li belediyelerden ihale almamıştır. Yargıtay, TBMM, THY gibi onlarca kamu kuruluşu ve AK Partili ilçe belediyelerinden ihale almıştır. Esenyurt Belediyesi için yaptığınızı, kafanızda başka şafak operasyonları var ise TBMM için de yapacak mısınız?" dedi. İmamoğlu, "Siyasi saldırıya karşılık vermek konusunda kararlıyız" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi. Daha önce planlanan toplantının gündeminde Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alınması da vardı.
İmamoğlu, görüşme sonrası şu açıklamaları yaptı:
"Ne yazık ki Türkiye bugün yine çok üzücü bir sabaha uyanmıştır çünkü yargıyı zedeleyen ve yargı tacizini hayatımıza en derin biçimde sokmakta tereddüt etmeyen bir kısım uygulamalar hayatımıza girmeye devam ediyor. Bugün Beşiktaş’ta Belediye Başkanımız Sayın Rıza Akpolat’a yapılan müdahale kesinlikle yargı, hukuk, adalet, insan hakları gibi hiçbir hususa uygun değildir. Aynı 80 gündür tutuklu olan Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’in memurlarına yönelik de gözaltı kararı geldi ve aynı uygulamalar orada da sürdü.
Basına yansıyan bilgilere göre bu gözaltı işlemlerin gerekçe olarak temelde ihaleye fesat karıştırma iddiası sunuluyor. İddia edildiği gibi Beşiktaş Belediyemize ‘ihaleye fesat’ nedeniyle suçlama yapılıyorsa uygulamanın başka türlü olması lazım çünkü belediye başkanımızın gözaltına alınmaması lazım. Niçin Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ı gözaltına alıyorsunuz? 5018 Sayılı Kanun’a göre belediye başkanları ihale ve harcama yetkilisi değildir. İhale ve harcama yetkilisi birim amirleri, müdürler, belediye başkan yardımcıları, daire başkanlarıdır. Hal böyleyken belediye başkanlarını hem de il dışında ziyaret ettiği babasının evinde apar topar gözaltına almak tamamen hukuk, ahlak dışı bir uygulamadır. Açkçası bir insan ailesinin yanındayken bu şekilde korkutarak, saat 04.30’da kapıları çalarak tehdidiyle süreci sürdürmek büyük bir problemdir, Türkiye’yi çok geriye götüren bir uygulamadır. Kesinlikle itibar suikastıdır. Belediye başkanı da gözaltına alınan başkan yardımcısı ve devlet memurları da elbette dokunulmaz değildir. Hukuka uygun biçimde sorgulanabilir, ifadeleri alınabilir lakin şafak vakti evleri ve belediye basılarak operasyona tabii tutulacak nitelikte insanlar değillerdir. Varsa sıkıntılı bir durum, bu insanlar savcılığa davet edilir, onlar da koşa koşa gider.
"İBB Başkanı’yla görüşemeyen bir başsavcı olarak görevini yapmaya devam ediyor"
23 yıldır şafak vakti operasyona uğrayan bir AK Partili belediye başkanı ya da herhangi bir yetkilisini gördünüz mü? İstanbul’da 25 yıl İBB’yi yöneten ve onlarca yolsuzluğunu, kamuyu zarara uğrattığını belgeleriyle ortaya çıkarttığımız, sorumlulara operasyon düzenlendiğini gördünüz mü? Tam aksine bu dosyaların sorgulanması ve teftişinin derinleştirilmesi şikayetimize rağmen engellendi ve yıllardır İçişleri Bakanlığı’nda üstü kapatılarak durduruldu. AK Partili belediye başkanları çok muteber insanlar, sütte leke var ama onlarda yok; tüm sorunlar, lekeler CHP’li belediye başkanlarında öyle mi? Bunlar bir de hala partilerinin önünde adalet ismini saklıyorlar. Bizim belediye başkanı arkadaşlarımıza yaptıkları muamele aslında milletin iradesine yapılmış muameledir. Elinize neye attıysanız kirlettiniz. Ne yazık ki ülkemizde her vatandaşımızın sarılacağı en üst makam olan adaleti dahi zayıflattınız, kirlettiniz.
Bu itibar suikastlerinin devam etmesi ve bir organize süreç haline getirilmesi için İstanbul’a da CHP’li belediye başkanlarına kayyum atamak için veya bu tür operasyonlar düzenlemek için koordinatör başsavcı atadınız. İBB Başkanı’yla görüşemeyen bir başsavcı olarak görevini yapmaya devam ediyor çünkü İstanbul’a adalet dağıtmak için atamadığı net. Atandığın ve görev yaparken mensubu olduğun yargı camiasına veya adalet sürecine yakşan hamleleri değil, bir kişiyi memnun etme çabası içerisinde görevini yaptığını üzülerek takip ediyorum. 16 milyon insanın temsilcisiyle dahi görüşememe cesaretsizliğini gösterirken adaletli olma konusunda cesur olmanızı size tavsiye ediyoruz. Yargının bu çok önemli makamına oturan şahıs, ne yazık ki bütün bu uygulamaları talimat biçiminde ve organize bir şekilde yürütmektedir ve bunu şehvetle yapıyor. Tek gayesi var, İstanbul’da CHP’li belediye başkanlarına itibar suikastları düzenlemek. Bundan elbette ki İBB ayrı değildir. Yürüdüğü yolun bu yol olduğunu görmekteyiz. Aylardır çok sayıda ihale dosyalarımızı aldılar, didik didik ettiler. Savcı, polisi yolluyor, dosyaları polisle aldırıyor. O kadar şaşkınlar ki aynı ihaleyle ilgili bir dosyayı görevlendirilen başka bir savcı bir daha istiyor. Bu kadar şehvetli ve hararetli bir şekilde hedefine İBB’yi, Ekrem İmamoğlu’nu koymuş bir şekilde çalışıyor.
"Esenyurt Belediyesi için yaptığınızı TBMM için de yapacak mısınız"
Basına yansıyan savcılık bilgilendirmesinden anladığımız kadarıyla bir kişi suç örgütü lideri olarak lanse ediliyor. Esenyurt operasyonu da o kişiyle ilgili şirkete bağlanıyor. Suçlamalar uzuyor. Bu şirket, İBB’nin iştirak şirketlerinin de bazılarının ihalesini kazanmıştır. Bu ihalelerin tamamı açıktır. Bu ihale dosyaları da birkaç ay önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyemizden alınmıştır. Esenyurt’ta bu sabah yapılan operasyona kılıf olarak bu şirket gösteriliyor ise buradan da İBB’nin iştiraklerine uzanacak bir operasyon planı yapıyorsanız Türkiye’nin bilmesi gerekenler var. Söz konusu şirket sadece CHP’li belediyelerden ihale almamıştır. Yargıtay, TBMM, THY, çok sayıda kamu hastanesi ve üniversiteler, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, devlet havalimanı işletmeleri, Elektrik Üretim AŞ. gibi onlarca kamu kuruluşu ve AK Partili ilçe belediyelerinden ihale almıştır. Esenyurt Belediyesi için yaptığınızı, kafanızda başka şafak operasyonları var ise TBMM için de yapacak mısınız?
Sayın Cumhurbaşkanım, gönderdiğiniz başsavcı beye bir sorun: Bu şirketin devlet kurumlarından aldığı ihaleleri de inceleyecekler mi? Öyle olmalı çünkü şahsa 'Suç örgütü lideri' diyor savcılarınız, iddianame bu. Diğer devlet kurumlarındaı da iş almış olan bu kişiyi o devlet kurumlarında ona işi veren kurumların en başındaki insanları aynı şekilde ifadeye alacak mı? Bunu söylerken o zaman TBMM'ye de THY'ye de, Yargıtay'a dabu suç örgütü ihale vermiş ve bunu hemen uygulamasını isteyin kendisinden. Cumhurbaşkanımız iyi bilir, kendisi belediye başkanlığı yapmış birisi. Belediye başkanı ihale yetkilisi değildir. Sayın Cumhurbaşkanım, sizin belediye başkanlığınız döneminde pek çok yöneticinin ihaleye fesat iddiasıyla hakim karşısına çıktığını iyi hatırlarsınız ama siz çıkmadınız çünkü yasa belli. Ama bugün yönettiğin Türkiye'de kanun ve nizam kalmadı ve bunu mumla arar olduk. Belediyeleri zedelediğiniz zaman devleti zedelersiniz.
31 Mart seçimlerinde ana muhalefet partisi haline dönüşen AK Parti'nin kızgınlığı bizzat Cumhurbaşkanlığının bilgisinde yürüyen İstanbul operasyonlarının gayesi bellidir ve nettir. Türkiye'ye alternatif yönetim tercihini kazandıran, milletin beğeni ve takdirini toplayan CHP'li belediyeleri algı operasyonlarıyla karalamak ve halkın gözünden düşürmek, itibarsız hale getirmek ve tam bir itibar suikastı yaparak o insanları lekemek... Sandıklarda da anketlerde de yenik düştüklerini gördükçe intikam hırsları artmakta, buna geçit vermeyeceğiz. Başta Genel Başkanımız olmak üzere bütün CHP'liler ve vatandaşlarımız bu haksız ve hukuksuz uygulamalara asla geçit vermeyecekler. Ne yaparsanız yapın bu milletin gözünde de kalbinde de yer etmeye, iyi hizmetlerimizle vatandaşımızın yanında olmayan devam edeceğiz. İlk seçimde de sizi oradan indirmeye, milletin iktidarını kurmaya kadir olduğumuzu göreceksiniz. Siyasi saldırıya siyasi karşılık vermek konusunda kararlıyız. Genel Başkanımız, partimizin bütün yöneticileri kol kolayız. Sanmasınlar ki sandığı dizayn etmelerine izin vereceğiz."
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, İçişleri Bakan Yardımcısı'nın kardeşinin de gözaltına alınanlar arasında olduğu ve bu kişinin İBB personeli olduğu iddialarına ilişkin olarak, "Bizde 20 yıllık çalışan, çalıştığı birini dün akşam eşi arıyor, ailevi bir meseleden dolayı bir haftalık izin istediğini ve bugün işe gelemeyeceğini bildiriyor. Böyle ilginç bir talepten sonra da gözaltına alınmış kişilerin arasında ismini görerek biz de öğrendik" ifadesini kullandı.