Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması sırasında, "Gemiler Gazze'ye bomba taşıyor" diyerek İsrail'le ticareti protesto eden 9 kişinin tutuklanmasına tepki gösterdi. Kaya, "'Bu zalim İsrail'e petrol göndermeyin' demenin neresi Cumhurbaşkanına hakaret? Avrupa'da da Netenyahu'ya karşı insanlar yürüyor, protesto ediyor" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda Saadet Partisi'nin vermiş olduğu 'yargıdaki sorunların araştırılması' önergesi reddedildi. Önergenin gerekçesini açıklayan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın, TRT World Forum etkinliğinde konuşurken Türkiye'nin Filistin'le ticarete devam ettiğini savunan aktivistler tarafından protesto edilmesi ve ardından bu kişilerin tutuklanmasını gündeme getirdi. 9 kişi '2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanununa Muhalefet'ten suçlamasıyla tutuklanmıştı. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasından ise adli kontrol kararı uygulandı.
Konuyu gündeme getiren Kaya, şunları söyledi:
"Gençlerimiz İsrail'in zulmüne karşı daha etkili bir insiyatif alınmasını talep etmekten öte hiçbir şey yapmadılar. Bu yüzden seslerini yükselten, 'bu İsrail zulmünün son bulması için daha etkili tedbirler alın' demenin neresi suç? 'Bu zalim İsrail'e petrol göndermeyin' demenin neresi Cumhurbaşkanına hakaret? Avrupa'da da Netenyahu'ya karşı insanlar yürüyor, protesto ediyor. Dünya'nın hiçbir yerinde Gazze'deki katliama karşı devletlerin daha etkin tedbirler almasını talep eden insanlar cezaevine atılmıyor da Türkiye'de siz hangi hakla dokuz tane gencimizi tutuklayıp cezaevine atıyorsunuz? Hiç mi vicdanlarımız sızlamıyor? Köfteciyi, kahveciyi protesto etmek meşru da petrolcüyü şikayet etmek niçin gayrimeşru olsun? İsrail'e petrol gönderen SOCAR'ın genel müdürüne Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu bir toplantıda konuşamazsın demenin neresi Cumhurbaşkanı'na hakaret?"
"Ülkemizde hukukun üstünlüğünün geldiği acı tabloyu ortaya koymuştur"
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz şunları söyledi:
"Filistin davasına dikkati çekmek amacıyla Cumhurbaşkanına seslerini duyurmak isteyen gençlerin 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçuyla tutuklanması ülkemizde Filistin davasına inanan herkes tarafından büyük bir tepkiye yol açmıştır. Türkiye'nin İsrail'le olan ticaretinin birtakım firmalar marifetiyle devam ettiği herkes tarafından bilinmekteyken 'kral çıplak' diyerek seslerini yükselten gençlerin tutuklanmaları ülkemizde demokrasinin, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün geldiği acı tabloyu ortaya koymuştur."
DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü ise şunları söyledi:
"Bu gençler İsrail'le ticareti protesto ettiler, hakikati yüzünüze vurdular. Düşüncelerini hakaret etmeden dile getirdiler. Peki siz ne yaptınız; önce Cumhurbaşkanı'na hakaret kapsamında gençleri gözaltına aldınız daha sonra da 'toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefetten' tutukladınız. Dünya'nın dört bir yanında İsrail'e yönelik protestolar sürerken hiçkimse keyfi bir şekilde tutuklanmamıştır. Ancak Türkiye'de tablo muhalif olan her sesin kısılmasından ibarettir. Son 4 yılda Cumhurbaşkanı'na hakaretten gözaltına alınan kişi sayısı 60 bindir. Sadece 2023 yılında 25 bin 500 kişi hakkında hakaret dosyası açılmıştır. Bu tabloya baktığımızda adaletten mi, AKP Genel Başkanı'nın emir eri olmuş adalet sisteminden mi bahsedeceğiz?"
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan ise, "Dosya ortada şiddet olmamasına rağmen terör savcısına verildi. Dört gün gözaltına alındılar, ifade alınmadan tutuklandılar. Neden ifade alınmadı? İfade alınmayacaksa neden dört gün gözaltı uygulandı? Deliller toplanmış, ikametler belli, hakaret sayılacak tek bir kelime yokken gençler neden tutuklandı? Gençlerin, 'Gazze'deki katliama dur de' demesinden korkan bir iktidarın ömrü uzun mu olur sanıyorsunuz" ifadelerini kullandı.