Eğitimcilerin uzun yıllardır üzerinde tartıştıkları en önemli konulardan biri zorunlu eğitim süreci. 12 yıllık zorunlu eğitimin çocuklara dayatıldığına ve bu sebeple var olan kabiliyetlerinin köreldiğine inanan eğitimcilerin sayısı kadar uygulamanın doğru olduğunu savunanlar da var. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir yayında, 12 yıllık zorunlu eğitim tartışmaları Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e soruldu. Bakan Tekin “Zorunlu eğitimin çok olduğunu, yakında bunun tartışmaya açılacağını ben de tahmin ediyorum. Bu kadar uzun bir süre standart bir eğitime çocukları tabi tutmak doğru olmayabilir” dedi. Eğitim sendikalarının temsilciler ise ilkokul, ortaokul ve lisede zorunlu eğitim vurgusu yaparken, bu şekilde olası bir eğitim modeli değişikliğinin, çocukları eğitimden koparacağı görüşünde.
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği, Maarif Platformu ve Medeniyet Enstitüsünün düzenlediği “Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları” konulu çalıştayın sonuçlarını paylaştı. “12 yıllık zorunlu eğitim dayatması çocukların kabiliyeti, meslek edinmeleri ve yuva kurmaları önünde büyük bir engel” denildi. Özelikle lise eğitimin gözden geçirilmesini talep ettiler.
İşte açıkladıkları raporda öne çıkan tespitler:
Dayatma aracı olmamalı
- Zorunlu eğitim uygulaması, eğitimi bir hak değil dayatma aracı hâline getirmekte.
- Lise ve üniversitelerimiz her öğrencinin kolaylıkla mezun olduğu yapı ve anlayıştan kurtarılmalı.
- Herkesi mezun edip diploma sahibi yapmak üzerine kurulmuş sistemi öncelikle değiştirmeliyiz.
- Zorunlu eğitim süresi düşürülmeli, branşlaşma yani yönlendirme erkene çekilmeli, sınıf geçme yönetmeliği yeniden gözden geçirmeli ve bitirme sınavları geri gelmeli.
İşsizliğin yeni adı
- İhtiyaçlar, alışkanlıklar ve ekonomik düzey aynı olmadığı halde; bina, öğretmenler, anlayış ve müfredat aynı kalmakta. Farklı beklentileri ve becerileri olan milyonlarca öğrenciye aynı anlayışı sunmak eğitimi çıkmaza sürüklemekte. Her öğrenci vasat bir seviyede birbirine benzetilmekte.
- Zorunlu lise eğitimi algı noktasında zorunlu bir üniversite eğitimini doğurduğu için üniversite öğrencisi olmak işsizliğin yeni adı olmuştur.
- Üniversite çağına gelen bir çocuğun artık sanayinin en büyük ihtiyacı olan iş alışkanlıklarına ve mesleki becerilere sahip nitelikli eleman olma ihtimali kalmamıştır.
Son 4 değişmeli
- 4 + 4 + 4 olarak tarif edilen eğitim sisteminin öncelikle üçüncü dört yıllık kısmı zorunlu olmaktan bir an önce çıkarılmalı ve okumak isteyenler için üç yıla düşürülmeli.
- 12 yıllık zorunlu eğitimin özellikle son dört yıllık diliminin, yani lise kısmının zorunlu olması; okullardaki ders başarısızlığının, düzensizliğin, disiplin sorunlarının, suistimallerin ve kalite düşüklüğünün başlıca temel sebeplerinden birisi.
Ara elemana çözüm
- Ülkemizde büyük çapta ara eleman eksikliği olduğu bilinmekte. Bu açığın kapatılması için öncelikle öğrencilerin büyük kısmını mesleki eğitime yönlendiren bir uygulamaya geçilmesi gerekmekte.
- Mesleki eğitimde en önemli konulardan birisi mesleki eğitimin itibarının yükseltilerek özendirilmesi. Bu okullar başka bir liseye girmeyi becerememiş olanların mecburen gittiği okullar olmaktan çıkarılmalı. Bunun için de meslek liseleri mühendis olmanın ilk basamağı olarak gösterilebilir. İçerikleri de bu bağlamda yenilenerek itibar kazandırılıp mühendis olmak isteyen öğrencilerimizin öncelikli tercih edeceği hâle dönüştürülebilir.
Etkisi zayıf kalacak
- Millî Eğitim Bakanlığında, yaklaşık iki yıldır süren ve adı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olan geniş çaplı yenilik çalışmaları sürmekte. Bu çerçevede, zorunlu eğitim kaldırılmadıkça, öğrenci çoğunluğunu mesleğe yönlendiren yenilikçi yöntemler hayata geçirilmedikçe, ortaya konan vizyon eğitimciler tarafından yeterince sahiplenilmedikçe müfredat dönüşümlerinin etkisi zayıf kalacak.
- Ortaokul sonrasında, ailevi şartları, farklı kariyer hesapları ya da başka sebeplerle örgün eğitime devam etmek istemeyenlerin açık öğretime-akşam liselerine geçişini sınırlandırmak hatta imkânsız hâle getirmek eğitimin ruhuyla çelişmekte, insana saygı ilkesiyle tezat teşkil etmekte.
- Öncelikli olarak ilkokuldan üniversiteye eğitim bir bütün olarak ele alınmalı. Geniş katılımlı istişarelerle lise ve mesleki eğitimi yapılandırırken, bürokratlar yanında iş dünyasının da temsilcileri katkı sunmalı.
Uzun vadeli plan şart
- Eğitimin her kademesinde düzenlemeler yapılırken kısa süreli ve dar kapsamlı menfaatlerden çok uzun vadeli planlar ile kalıcı faydalar düşünülmeli.
- Üniversitelerde bölümlerin kontenjanları talebe göre değil ülkemizin ihtiyaçlarına, nüfusa ve istihdam imkânlarına göre planlanmalı, kontenjanlar belirlenirken popülist yaklaşımlardan uzak durulmalı.
Ezber sistemi
Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre, üç dernek yaptıkları açıklamada şunu ifade etti:
"Zorunlu eğitim sınırları belirlenmiş müfredat tekeli ile eğitimi okulların duvarları arasında hapsetmekte. Kâğıt üzerinde yürütülen teorik ağırlıklı yapıya mahkûm kılmakta. Eğitim o yüzden ÖSYM’nin hâkimiyetine girmekte. Böylece eğitim bilgilerin arasında diyalektik ve mantıksal bir ilişki kurmayı öğretmekten ziyade, bilgilerin mekanik olarak ezberlendiği bir sınav sistemi haline gelmekte ve insan hayatı salt bir sınav mantalitesine indirgenmekte. Sınav ve mekanik bilginin öne çıktığı böyle bir sistemde eğitim emek harcamadan, denemeden, tecrübe etmeden öğrendiğini zannetmeye ve yüzeysel bir kazanıma dönüşmekte."
İlkokul 5 yıla çıkarılmalı
Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş “12 yıllık zorunlu eğitimin gözden geçirilmesi gerekir. İlkokul beş yıla çıkarılmalı. Liseler zorunlu olmamalı” diye konuştu.