Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Genel Kurulu'nda; "Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bu protokollerden bin 167 tanesi resmi kurumlarla, 550 tanesi STK'larla, 986 tanesi ise TEMA'dan Kızılay'a bir sürü STK'yla. Bunların içerisinde sizin 'tarikat, cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ben bu protokollerle bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız. Ben o STK'larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için sizin insan kaynağınıza, insan yetiştirmemek için buna devam edeceğim" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın, 'eğitim alanında başarısız olduk' sözleri bir itiraf olarak hafızalarımıza kazındı. 21 yıllık dönemde, eğitim sistemi bilerek ve isteyerek siyasallaştırıldı, dinselleştirildi ve iktidarın ideolojik hedefleri için araç haline getirildi. Milli Eğitim Bakanlığının tecrübeli ve nitelikli kadroları yok edildi. Eğitimin niteliği her geçen gün azaldı" dedi.
Gelecek-Saadet Partileri Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, şunları söyledi:
"Mülakat konusunu Türkiye'nin geleceği adına önemsiyoruz. Türkiye'de liyakatlı bir sistemin inşa edilmesi adına önemsiyoruz. Seçim öncesi iktidarın bir sözü vardı, 'mülakatları kaldıracağız.' Seçimden sonra Sayın Bakan'ın belirsiz bir açıklaması hala zihinlerde bir soru işareti olarak duruyor. Bugün burada, kamuoyu önünde özellikle de bizi ekran başında bekleyen genç arkadaşlarımızı tatmin etmesini bekliyoruz. Seçimden sonra Sayın Cumhurbaşkanının sözünü de aşarak, 'mülakat gibi mülakat yapacağız' dediniz. Sizden önceki bakanlar 'mülakat gibi mülakat' yapmıyor muydu? Sizden önceki bakanlar gençlerimizin hakkını mı yiyordu? Bakanın bu konuyu cevaplaması şarttır.
Bizim istediğimiz çok açık, gençlere bir söz verildi bu sözün iktidar tarafından yerine getirilmesidir. Bizim için aslolan liyakatın esas alınmasıdır. Bizim için aslolan bu torpil düzenine bu kayırmacı düzene bir son verilmesi; adaletli, liyakatli, objektif kriterlere dayalı bir sistemin inşa edilmesidir. Vatandaş sizden Ak Partili öğretmen istemiyor, vatandaş sizden liyakatli öğretmen istiyor. Meclis idare amiri 'Meclis'i Kasım ayında 57 bin kişi ziyaret etti' dedi. Kaldırın bu mülakatı o 57 bin sayısı 27 bine düşecektir. Oğlunu, kızını zor şartlarda okutan anneler, babalar torpil aramak zorunda kalıyorlar, milletvekillerinin kapısını çalmak zorunda kalıyorlar. Size gelen görüşmelerin yarıdan çoğu torpil için geliyor. Vatandaşımızın bu düzene muhtaç kalmasını eleştiriyoruz. Bizim talebimiz 100 bin öğretmen atamasıdır, 30 bin öğretmen alsanız, 90 bin kişi mülakata girse 45 dakikayla çarptığınızda kaç ayda bitireceksiniz bu mülakatları? Gençler mülakatların sonucunu beklerken diğer KPSS'de gelecek. Gençlerimizi bu stresten kurtarmak zorundasınız.
"Türk eğitim sisteminin giderek artan sorunları yıllardır devam ediyor"
"Ülkemizde eğitim sisteminden memnun olan bir kişi var mı? Türk eğitim sisteminin giderek artan sorunları yıllardır devam ediyor. Hiçbir öneri de dikkate alınmıyor. Sonuç; giderek nitelik açısından kötüleşen eğitim ve öğretim sistemi, fırsat eşitliğinin giderek yok olması, meslek liselerinin içler acısı durumu, öğretmenlerin maddi ve manevi büyük sıkıntıları, çağa uyarlanmayan bilimsellikten uzaklaşan eğitim programları, sınav odaklı eğitimin hala ısrarla devam etmesi, geçmişte var olan nitelikli okulların sayısını artırmak yerine hepsini başarısızlıkta eşitleyen zihniyet, liyakatsiz yöneticilerin yönettiği okullar. Sonuç, okul bitirmiş işsizler ordusu.
Düzgün giden alanları bozdunuz. Olan çocuklarımıza oluyor. 23 milyonu aşkın çocuk nüfusumuz var. Ekonomik krizle birlikte yoksulluk en çok kadınlara ve çocuklara vuruyor. Çocuklarımızın büyük çoğunluğu kahvaltı yapmadan, yemek yemeden okullarına gidiyor. Aynı iktidarın dokuzuncu bakanı Sayın Tekin, 'Okulumda sağlıklı besleniyorum' sloganıyla 'yeni süreçler geliştirdik' diyor. Trajikomik bir durum. 'Ekmek bulamıyorsanız, pasta yiyin' der gibi. Çocuklarımız aç farkında mısınız? Anneler çocuklarının beslenme çantasına bir şey koyamadığı için ağlıyor. Siz havuz medyasında göremezsiniz. Geçen sene Eurostat'ın araştırmasında Türkiye'de çocukların yüzde 44,3'ü yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunmuş ve bu hızın yükseliş eğiliminde olduğu ifade edilmiş.
"Eğitimde kaliteyi yok ettiniz"
TÜİK'in verileri geçen sene çocukların yüzde 33,7'sinin ciddi maddi yoksun olduğunu ifade etmiş. Rüzgar Gülü projesini geliştirdik. Devlet okullarında ilkokuldan ve liseyi de içine alacak şekilde öğlen, sabah ve akşam yemekleri verilmeli sağlıklı ve dengeli beslenme için bunu çocuklarımız için yapmalıyız dedik. Ama maalesef bir öğünün bile bütçe kalemlerinde olmadığını görmekten de büyük üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Geçen dönem 5 milyon çocuğa yemek verileceği ifade edilmişti. İktidar sayıları abartmayı çok seviyor. Her konuda 2002'yle bugünü kıyaslıyorsunuz. Aradan 22 yıl geçmiş. Ben açıklamalarınızdan utanıyorum. Nüfus artmış, ihtiyaç artmış yapmayacak mıydınız? Olması gerekeni de yapamamışsınız. Beceriksizliğinizi sayılarla örtemezsiniz.
Eğitimde nitelik, nicelikten çok önce gelir. En önemlisi siz eğitimde kaliteyi yok ettiniz. Sayın Özer 5 yaş için okullaşma oranını yüzde 99 dedi. Milli Eğitim’in istatistikleri yüzde 85 oranında olduğunu gösteriyor. O zaman bir yılda 40 bin ana sınıfı hedefi konulmuştu, her ne kadar o hedefe ulaşılmasa da 2 bin 176 anaokulu açıldığı söylendi, 16 bin de ana sınıfı açıldığı söylendi. 27 bin öğretmene ihtiyaç var ama 8 bin 805 öğretmen atandı. Kölelik sisteminin örneği olan ve asgari ücretin altında ücret alan bu ücretli öğretmenlerle mi tamamladınız bu boşluğu? İlkokul ve ortaokulların bünyesindeki mevcut ana sınıfları, anaokuluna dönüştürüldü. Aynı bina içinde iki müdürlük olması zaten mevzuata aykırı bir durumken; sırf göz boyamak için var olan ana sınıflarını anaokullarına dönüştürmek yanlış bir tutum değil midir?
Mülakat çağrısı: Böyle komik bir meslek kanunu olmaz
Tarikat ve cemaatlerin merdiven altı okulları, ne idiğü belirsiz okulları denetliyor musunuz? Özel okullar ve devlet okullarımızı kimler denetliyor? Eğitim müfettişlerinin özlük hakları o kadar geriye gitti ki, artık öğretmenler müfettiş olmak istemiyor. 750 eğitim müfettiş yardımcısı kadrosuna sadece 260 kişi başladı. Başlayanların bir kısmı da istifa etti. Bir uzman öğretmen müfettiş olduğu zaman aylık geliri düşürüyor. Böyle bir çarpık sistem dünyada görülmemiştir. Eğitim müfettişlerinin statülerine uygun mali haklar derhal verilmelidir ve denetim mekanizması güçlendirilmelidir.
Nitelikli öğretmen yetiştirme üzerinde durmalıyız. Yüze yakın eğitim fakültesi var. İhtiyaca uygun plan ve program yapılmadığından, kontenjanlar giderek artırıldığından her yıl ihtiyaç olmayan branşlarda mezun veriliyor. Ayrıca pedagojik formasyon da devam ediyor. Sonuç atanamayan yüz binlerce mezun. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında yüz bin öğretmen atamasını mülakatsız gerçekleştirin. 'Mülakatla ilgili benden öncekilerin sözleri beni ilgilendirmez' diyemezsiniz. AK Parti'nin seçim beyannamesine bile girdi ama hiç kimse hakkaniyetinize artık güvenmiyor. Öğretmen liselerini açın, en zeki vatan evlatları öğretmen olsun. Eğitim fakülteleri alan kontenjanlarını azaltın. Bu kadar eğitim fakültesine ihtiyaç yok. Meslek kanununu tekrar ele alın. Böyle komik bir meslek kanunu olmaz.
"Ücretli öğretmenlik kalkmalı"
Ücretli öğretmenlik mutlaka ve mutlaka kalkmalıdır. Pedagojik formasyonu olan uzun yıllar ücretli öğretmenlik yapanları kriterler belirleyerek kadroya alın. Öğretmenleri uzman öğretmen, başöğretmen adı altında sınıflara ayırmanızın bir manası yok. Kıdemi gelene bu haklardan yararlanma imkanı verin. Öğretmen maaşları yoksulluk sınırının altında, ne yapsın öğretmen? Öğretmenlere güya 3600 gösterge verildi. Emeklilikte yaşları artacak. İnsanca yaşama koşullarına sahip olacaklardı, Ocak ayında 3600 ek gösterge verilen emekli eğitimciler şu anda diğer emekliler gibi perişan. Çünkü çalışan memurlara yapılan seyyanen zamlar emeklilere verilmedi. Bu yüzden verilen 3600 ek göstergenin de hiçbir anlamı kalmadı. Şu anda emekli öğretmenler 3000 ek göstergeyle emekli oldukları durumdan çok daha kötü durumdalar. Sadece eğitim müfettişlerinin değil, şube müdürlerinin, il milli eğitim müdür yardımcılarının da özlük hakları son derece geride kalmıştır.
Rehber öğretmen konusu çok önem arz ediyor. Akran zorbalığının, madde bağımlılığının, dijital bağımlılığın, istismar ve yoksulluktan kaynaklı sıkıntıların çocuklardaki yansımaları ve yönlendirilebilmeleri için rehber öğretmene ihtiyaç var. 20 binden fazla okulda rehber öğretmen yok. Aklımıza kötü şeyler geliyor Diyanet İşleri’yle Milli Eğitim Bakanlığı’nın Çedes protokolüyle imam ve vaizlerin manevi danışmanlığını yaygın hale mi getirmeye çalışıyorsunuz? Lütfen vazgeçin bu projelerden, okullarımız sizin arka bahçeniz değil. Andımızı tekrar mutlaka okutmalısınız. Öğrencilerimizin iyi yurttaş olabilmesi için, değerler eğitimi için bir adımdır andımız. 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' sözleri, 'ülküm; yükselmek, ileri gitmektir' sözleri, 'yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir' sözleri kimi rahatsız ediyor?
"Zorunlu eğitim fırsat eşitliğidir"
Okul dışında kalan çocukların nerede olduğu kamunun cevaplaması gereken bir sorudur. Zorunlu eğitim bir fırsat eşitliğidir. Özellikle ilköğretimde nerede bu çocuklar? Okul terklerinin minimuma inmesi ve okullaşma oranlarının artması için zorunlu eğitim çağındaki çocukların okula başlatılmaması durumunda hızlı ve sistematik takip gerekiyor. Cezai yaptırımları ve uygulamasına yönelik yasal düzenlemeleri hayata geçirin. Dünyada ilk 500 içinde bir üniversitemiz var. Gerileme giderek artıyor. 12. Kalkınma Planı'nda dünyadaki ilk 100 üniversitenin içine 5 üniversitemizin girmesini 2053 yılına ertelemişler. Yani 30 yıl sonrasına hedef koymuşlar."
Genel Kurul'da dün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe üzerinde milletvekillerinin konuşmalarının tamamlanmasının ardından konuşan Milli Eğitim Bakanı Tekin, şunları söyledi:
An itibarıyla bizim 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı açısından resmi ve özel okullarda 20 milyona yakın öğrencimiz, 1 milyon 200 bine yakın öğretmenimiz var. Biz 86 milyonun tamamını kuşatıcı bir dil kullanmaya çaba sarf ediyoruz. Sizin TBMM'nin saygıdeğer vekili olarak kabul etmediğiniz gelişmeler için OECD PISA raporundan üç tane rapor okuyacağım. Bir; 10 yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkeden bir tanesi Türkiye'dir diyor. İki; Türkiye OECD ülkeleriyle arasındaki farkı hızlıca kapatıyor. Üç; son 20 yılda Türkiye matematik ve fen alanlarında istikrarlı bir şekilde ilerleme sağlayan 4 ülkeden bir tanesidir. Ayrıca Birlemiş Milletler UNDP'nin 2022 İnsani Gelişme Raporu'na göre; insani gelişme endeksinde yer alan 191 ülke arasında 48'inci sıraya yerleşerek, endeks sıralamasındaki en yüksek kategori olan Çok Yüksek İnsani Gelişme kategorisinde üst üste üçüncü kez yer almıştır.
11 ilde toplam 22 bin 39 derslik yapılmasını planladık. Bu dersliklerden 2 bin 571’ini 2023-2024 eğitim öğretim döneminde hizmete açtık. Öğretmenlerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz birebir görüşmeler neticesinde, öğretmenler için ihtiyaç duyulan konteyner sayısı ilçe bazlı olarak tespit edildi ve 11 bin 76 konteyner AFAD ile koordineli bir şekilde illere sevk edilerek hizmete sunuldu. Ayrıca çocuklarımızın yaşadıkları öğrenme kayıplarını telafi etmek için yaz aylarındakiler de dâhil olmak üzere 20 bin 99 kurs merkezinde 1 milyon 881 bin 933 öğrencimizin yararlandığı destekleme kursları açtık, 30 bin 124 öğrencimize burs desteği verdik. 2000 yılından önce yapımı gerçekleştirilen riski yüksek bölgelerde bulunan 18 bin 189 okuldan acil müdahale gerekli 7 bin 201’i için çalışmalarımızı yaptık ve 2 bin 897’si için yıkım, 4 bin 304’ü için güçlendirme kararı aldık.
"2023 yılı itibariyle geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2023 yılı itibariyle geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bu protokollerden bin 167 tanesi resmi kurumlarla, 550 tanesi STK'larla, 986 tanesi ise TEMA'dan Kızılay'a bir sürü STK'yla. Bunların içerisinde sizin 'tarikat, cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ben bu protokollerle bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız. Ben o STK'larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için sizin insan kaynağınıza, insan yetiştirmemek için buna devam edeceğim."