Altındağ Belediyesi işçileri grev kararı aldı. Hizmet İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı İdris Ersoy "Bugüne dek direnişin alevini harladığımız Altındağ’da, şimdi de grevin ateşi yükselecek ve üyelerimiz emeğinin alınterlerinin karşılığını alacaktır" dedi.
Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Hizmet-İş Sendikası üyeleri, sendikadan istifa etmeyi reddettikleri için işten çıkartılan 46 Altındağ Belediyesi işçisi ve sendikanın toplu iş sözleşmesinin belediye yönetimi tarafından kabul edilmemesi üzerine başlayan anlaşmazlık nedeniyle Altındağ Belediyesi önünde çadır kurmuştu.
Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, 11 Nisan 2025 günü çadırına gelerek çadırı sökmeye çalışmış yaşanan arbede de sendika şube başkanı Recep Dere’ye yumruk attığı iddia edilmişti.
Hizmet-İş sendikası bugün Altındağ Belediyesi’ne ait olan Altın-Bel Şirketi’nde grev kararı aldı. Altındağ Belediyesi önünde toplanan Hizmet-İş üyesi işçiler, belediyenin önüne grev pankartı asarken belediyenin yanına da grev çadırı kurdu. Greve işçilerin yanısıra işçilerin aileleri de destek verdi.
"Her bir çalışanın maaşını hiçbir yasal dayanağı olmadan yüzde 20 oranında düşürmüştür"
Greve ilişkin detayları aktaran Hizmet İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı İdris Ersoy, yapmış olduğu basın açıklamasında şunları kaydetti:
“31 Mart yerel seçimlerinden sonra göreve gelen yeni yönetim, Altındağ Belediyesi’nde üyelerimizin imzalanan toplu iş sözleşmesinden gelen geçmiş kazanımlarını hiçe saymış, her bir çalışanın maaşını hiçbir yasal dayanağı olmadan yüzde 20 oranında düşürmüştür. Anayasal güvence altında olan toplu iş sözleşmesini Altındağ belediyesi yönetimi maalesef tanımamıştır. Bugüne kadar bu hukuksuzluğun düzeltilmesi için yaptığımız tüm uyarılarımıza cevap verilmemiş bir aksiyon alınmamıştır. 2024 yılının son aylarında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi sendikamıza verilmiş ve bu yetki doğrultusunda Altındağ Belediyesi işvereni ile toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlatılmıştır. Yasal süreçler çerçevesinde müzakerelere devam edilmiştir. Ancak toplu iş sözleşmesi görüşme süreci içerisinde uzlaşma sağlanamamış, arabulucu nezdinde görüşmelere geçilmiş Altındağ Belediyesi işvereninin uzlaşmaz tutumu devam etmiş ve herhangi bir anlaşma sağlanamamıştır."
Belediye yönetiminin, işçilerin 52 günlük ikramiye hakkını 36 güne düşürdüğünü ve yıllık enflasyonun yüzde 44 olmasına rağmen işçilere yüzde 7 zam teklif ettiğinin altını çizen Ersoy, grev kararının zorunluluk olduğunu bildirdi. Ersoy sözlerine şu şekilde devam etti:
"İşveren, önceki toplu iş sözleşmesinde yer alan 52 günlük ikramiye hakkını 36 güne düşürmeyi, yol ve eğitim yardımlarını tamamen kaldırmayı ve yıllık enflasyonun yüzde 44 olduğu bu ülkede bizlere yalnızca yüzde 7 oranında zam teklif etmiştir. Bu teklif hem sendikamız hem de üyelerimiz tarafından reddedilmiş kabul görmemiştir. Altındağ Belediyesi’nin uzlaşmaz tavrı nedeniyle 6356 sayılı ‘Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’ gereğince, sendikamız tarafından grev kararı alınmak zorunda kalınmıştır. Bugüne kadar Altındağ Belediyesi'ne yaptığımız, ‘Gelin masada anlaşalım, hayat pahalılığı karşısında zor günler geçiren emekçilere haklarını verelim’ çağrımız karşılık görmemiş, ne yazık ki olumlu bir dönüş alınamamıştır."
Sendikaya üye oldukları ve istifa etmedikleri gerekçesiyle 46 personelin işten çıkartıldığını hatırlatan Ersoy, "Altındağ Belediyesi işvereni, gece gündüz demeden Altındağ halkına hizmet eden emekçilerin hakkını vermek yerine, sendikamızdan üyelerimizi istifaya zorlamış; çalışanlara baskı, mobbing ve sürgün uygulamış; istifayı kabul etmeyenlerin maaşlarını kesmiş; en sonunda ise Ramazan ayında istifa etmeyen 46 üyemizi işten çıkarmıştır" ifadelerini kullandı.
"Bu sefaleti dayatan yönetime karşı susmayacağız"
Ersoy sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bugüne dek direnişin alevini harladığımız Altındağ’da, şimdi de grevin ateşi yükselecek ve üyelerimiz emeğinin alınterlerinin karşılığını alacaktır. Altındağ Belediyesi’nin üyelerimize dayattığı sefalet ücretlerini bugüne kadar kabul etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Altındağ Belediyesi tarafından üyelerimizin önüne konulan dayatma, bir ücret değil; emekçilerin onuruna, emeğine ve çocukların geleceğine vurulmak istenen prangadır. Reva görülen ücretler ne vicdana sığar, ne insafa, ne de insanlık onuruna. Bu ücretlerle bırakın insanca yaşamayı, evlatlarımızın karınlarını doyurmak bile mümkün değil. Kışın ayazında bir evi ısıtmak, bir çocuğun defterini almak, sofrasına sıcak bir çorba koymak bile hayal olmuştur. Artık yeter. Altındağ Belediyesi ve bağlı şirketi Altın-Bel’in tüm iş yerlerinde, bu sefaleti dayatan yönetime karşı susmayacağız. Bugünden itibaren her birimde, her iş yerinde grevin sesi yankılanacak. Bundan sonra, nerede bir emekçi varsa, orada mücadele olacak. Nerede alın teri akıtan bir işçi varsa, sendikamızın dayanışması onlarla birlikte kararlılıkla sürecektir. Bizim tek bir isteğimiz var, evlatlarımızın geleceğini kurabileceğimiz, insan onuruna yaraşır bir ücret. Soframızda bir tas sıcak çorba, çocuğumuzun gözünde umut ışığı. Biz bu uğurda, gece demeden, gündüz demeden, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Buradan ilan ediyoruz; artık Altındağ’da söz, işleri için direnen ve hakları için greve çıkan emekçilerindir. Direniş çadırımıza Altındağ Belediyesi yönetimi tarafından yapılan zorbalığı kınamak için düzenlediğimiz 'Bayrağa ve Emeğe Saygı' yürüyüşümüz sırasında, bazı Altındağ Belediyesi emekçilerini baskı ve tehditlerle karşımıza diken işveren şunu iyi bilsin, bizi bölemezsiniz. İşçi, işçinin kardeşidir. Yaptıklarını ört bas etmek isteyenler şunu iyi anlamalıdır ki, ne direnişimizden ne de karşımıza zorla diktiğiniz kardeşlerimizin haklarından vazgeçeriz."
Altındağ Belediyesi'nin, belediye kadrolarında Hizmet-İş üyesi personel bulunmadığına ilişkin söylemlerine tepki gösteren Ersoy sözlerine şu şekilde devam etti:
"Daha önce imzalanan toplu iş sözleşmesindeki kazanılmış haklardan geri adım atılmasını teklif eden, ancak bu dayatmayı, üyelerimizin yoksulluğa mahkûm olmaması için kararlılıkla reddeden sendikamızın arkasında dimdik duran; Altındağ Belediyesi’nde 10-15 yıldır emek veren 46 onurlu işçi kardeşimizi, hiçbir geçerli gerekçe göstermeden işinden eden Altındağ Belediyesi yönetimi, bu açık zulmü kamuoyu nezdinde meşrulaştırmak adına ‘Bu işçiler bizim personelimiz değildi’ şeklinde gerçek dışı beyanlarda bulunmuştur. Oysa işten çıkarılan üyelerimiz, Altındağ Belediyesi bünyesinde çalıştıklarını açık kimlikleriyle ve resmi belgelerle kamuoyuna sunmuş, belediyede emek verdiklerini tartışmasız şekilde kanıtlamışlardır. Bugün geldiğimiz noktada ise benzer bir algı operasyonunu grevimize karşı yürütmeye hazırlandıklarını çok iyi biliyoruz. Tıpkı işten attıkları işçileri yok saydıkları gibi, bugün de çıktığımız bu onurlu grevi itibarsızlaştırmak için ‘Hiçbir üyeleri yok’ yalanına sarılacaklarını şimdiden öngörebiliyoruz. Ancak herkes bilmelidir ki: Hizmet-İş Sendikası, Altındağ Belediyesi’nde resmi ve yetkili tek sendikadır. Ve bugün burada bu grevi sürdürenler, işte o yetkinin, o meşruiyetin temsilcileridir. Bu grev, yalnızca Altındağ'ın grevi değildir.?Bu grev, Türkiye’de alın terinin yeniden kıymet bulması için yürütülen kutlu bir mücadeledir.?Bu grev, emeğe göz diken işverenlere karşı, sendikamız, üyelerimiz ve Türkiye işçi sınıfının bir haykırışıdır. Ve biz bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz:?Hakkımız olanı alana kadar bu grev sürecektir. Kıymetli dava arkadaşlarım, bizi bölmek isteyenler oldu, ama başaramadılar. Baskılarla, oyunlarla, tehditlerle bizi susturmak istediler, ama dimdik ayaktayız. Çünkü biz, komşusu açken tok yatmayan, alın teri kurumadan hakkı verilmesi gereken bir inancın, bir ahlakın, bir kültürün temsilcileriyiz. Ve unutulmasın, işçinin duası kabul olur; onun ahı yerde kalmaz."
"İşinden ettiğiniz tüm işçileri geri alın"
Belediye yönetimine çağrıda bulunan Ersoy, "Altındağ Belediyesi yönetimine buradan açıkça çağrıda bulunuyoruz. Artık yeter. Vicdanınızı dinleyin.?Anayasayı, yasaları, kul hakkını gözetin. İşçinin hakkını daha fazla çiğnemeyin. Toplu iş sözleşmesi üyelerimizi memnun edecek şekilde imzalayın. İşinden ettiğiniz tüm işçileri geri alın. Altındağ halkından ve mağdur ettiğiniz emekçilerden özür dileyin" ifadelerini kullanarak taleplerini sıraladı.