Küresel Su Ekonomisi Komisyonu raporuna göre, insanlar "insanlık tarihinde ilk kez" küresel su döngüsünün dengesini bozarak ekonomilere, gıda üretimine ve yaşamlara zarar verecek büyüyen bir su felaketini körükledi.

Uluslararası liderler ve uzmanlardan oluşan Küresel Su Ekonomisi Komisyonu'nun raporunda, onlarca yıldır süren yıkıcı arazi kullanımı ve su yönetiminin insan kaynaklı iklim kriziyle birleşerek küresel su döngüsüne "benzeri görülmemiş bir stres" yüklediği belirtildi.

Su döngüsündeki aksamalar şimdiden acıya neden oluyor. Yaklaşık 3 milyar insanın su kıtlığıyla karşı karşıya olduğu belirtilirken acil eylem yapılmazsa sonuçların daha da felaket olacağı vurgulandı. Su krizi küresel gıda üretiminin yüzde 50'sinden fazlasını tehdit ediyor ve 2050'ye kadar ülkelerin GSYİH'lerinden ortalama yüzde 8'lik bir azalma riski taşıyor. Bu oranın düşük gelirli ülkelerde ise yüzde 15'e kadar yükselebileceği öngörülüyor.

Küresel Su Ekonomisi Komisyonu eş başkanı ve raporun yazarlarından Johan Rockström, "İnsanlık tarihinde ilk kez küresel su döngüsünü dengesizleştiriyoruz. Tüm tatlı suyun kaynağı olan yağışa artık güvenilemez" denildi.

Korkutan tablo: Yılın ilk 9 ayında 290 kadın öldürüldü Korkutan tablo: Yılın ilk 9 ayında 290 kadın öldürüldü

Raporda, göller, nehirler ve yeraltı sularındaki sıvı su olan "mavi su" ile toprak ve bitkilerde depolanan nem olan "yeşil su" arasında ayrım yapılıyor.

Yeşil su temini uzun zamandır göz ardı edilse de, raporda, bitkilerin su buharı salmasıyla atmosfere geri dönen ve karadaki tüm yağışın yaklaşık yarısını oluşturan yeşil suyun su döngüsü açısından önemli olduğu belirtiliyor. Raporda, su döngüsündeki aksaklıkların iklim değişikliğiyle "derinden iç içe" olduğu vurgulandı.

Kriz, suya olan büyük ihtiyaç nedeniyle daha da acil hale geliyor. Rapor, insanların ortalama olarak "saygın bir hayat" yaşamak için günde en az yaklaşık 4.000 litreye ihtiyaç duyduğunu hesaplıyor. Bu, Birleşmiş Milletler'in temel ihtiyaçlar için gerekli olduğunu söylediği 50 ila 100 litrenin çok üzerinde ve çoğu bölgenin yerel kaynaklardan sağlayabileceğinden de daha fazla olması nedeniyle dikkati çekiyor.

İngiltere'deki Reading Üniversitesi'nde iklim bilimi profesörü olan Richard Allan, raporun "insan kaynaklı küresel su döngüsünün, yani geçimimizi sağlayan en değerli doğal kaynağın bozulmasına dair kasvetli bir tablo çizdiğini" söyledi.

Raporda yer almayan Allan, "İnsan faaliyetleri topraklarımızın yapısını ve üstündeki havayı değiştiriyor, iklimi ısıtıyor, hem yağışlı hem de kurak aşırılıkları yoğunlaştırıyor ve rüzgar ve yağış düzenlerini bozuyor" yorumunda bulundu.

CNN'e konuşan Allan, krizin ancak doğal kaynakların daha iyi yönetilmesi ve gezegeni ısıtan kirliliğin büyük ölçüde azaltılmasıyla çözülebileceğini söyledi.

Raporun yazarları, dünya hükümetlerinin su döngüsünü "ortak bir mal" olarak tanımaları ve topluca ele almaları gerektiğini söylüyor.

Dünya Ticaret Örgütü Genel Müdürü ve raporu yayınlayan komisyonun eş başkanı Ngozi Okonjo-Iweala, "Küresel su krizi bir trajedidir ancak aynı zamanda suyun ekonomisini dönüştürmek için bir fırsattır" dedi. Suyun doğru şekilde değerlendirilmesinin, "kıtlığını ve sağladığı birçok faydayı fark etmek için" önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

Su döngüsü nedir?

Su döngüsü, suyun Dünya etrafında hareket ettiği karmaşık sistemi ifade eder. Su, göller, nehirler ve bitkiler de dahil olmak üzere yerden buharlaşır ve atmosfere yükselerek uzun mesafeler kat edebilen büyük su buharı nehirleri oluşturur , ardından soğuyarak yoğunlaşır ve sonunda yağmur veya kar olarak yere geri düşer.

Editör: Ömür Ünver