Türkiye’nin en büyük gölü olan Van gölü kirlilik ve kuraklık pençesinde, Van gölü 600 bin yıl öncesine dayandığı tahmin edilen tarihiyle doğusunda Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş tarihiyle doğal güzellikleri sahip adalarıyla birde sodalı suları nedeniyle turkuaza çalan rengiyle çok özel bir yere sahip. Tarihin ve kültürün iç içe geçtiği tabiatıyla ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Van Gölü, yaklaşık 200 bin yıllık doğal mirası ile Dünya’nın ender göllerinden birisidir. Van Gölü, 3.713 m2 alanı ile Türkiye’nin en büyük gölüdür. Van Gölü dünyada bilinen tatlı su ve deniz ekosistemlerinden farklı bir sucul ekosisteme sahiptir. Göl suyu tuzlu ve sodalıdır. Gölün tuzlu ve sodalı suları biyolojik çeşitliliğini sınırlamaktadır. Gölde bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zooplankton ve endemik bir balık türü olan inci kefali yaşamaktadır. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün ortalama deniz seviyesinden yüksekliği 1646 metre olan gölün en derin noktası ise 451 metreyi bulmaktadır. Uzunluğu 430 kilometreyi, genişliği ise 80 kilometreyi bulan Van Gölü’nün içindeki su hacmi yaklaşık 600 km3 olarak tahmin edilmektedir.
Türkiye’nin en büyük iç havzalarından biri olan Van Gölü’nün kirlenmesinde nüfus artışı, düzensiz yapılaşma, yetersiz kanalizasyon hizmeti ve erozyon temel sebeplerdendir. Van gölü havzasında göl kıyısında 2 il, 9 ilçe, 136 köy ve mahallede yaklaşık bir milyon beş yüz kişi yaşamaktadır. Yıllardan beri çözülemeyen kanalizasyon sorunu, evsel ve katı atıkların Van Gölü’ne bırakılması gibi çevresel sorunlara sahip olduğumuz ve sorumlusu bulunduğumuz doğal dünya mirasını felakete sürüklemektedir. Sağlık açısından 100 mm de 700 olması gereken koli basili oranı göl kıyılarında 2 bin 300'lere ulaşmış durumdadır.
Coğrafik yapısı nedeniyle doğa harikası olan 1726 rakımındaki Van denizi, ilimiz ve bölgemiz için en büyük turizm getirisi ve istihdam kaynağıdır.430 km sınırı olan ve her metresinde ayrı güzellik taşıyan bu değeri maalesef yeterince koruyamamaktayız. Kıyılar doldurularak kıyıların kullanımına engel olunmaktadır. Yine makam sahipleri, yetkilerini kullanarak veya yasayı ihlal ederek (3621 sayılı yasa) kıyıları kendilerinin ya da ailelerinin dinlenme ve eğlence alanı olarak kullanmaktadırlar. Yasaların moloz, tel, çit, duvar dahi çekilmeyeceğini söylemesine rağmen bu alanların keyfi kullanıldığı görülmektedir. İl sınırımız içinde bulunan Gevaş İn köyünde, Erciş'in Karatavuk köyüne olan sınırda insanların ve canlıların suya erişimi engellenmiştir. Kanun ile yasaklanmış olmasına rağmen yüksek duvarlar çekerek, tel çitler örülerek kıyılar işgal edilmektedir.
Van denizi havzasında bulunan, Tuşba ilçesindeki arıtma tesisinin saniyede 1800 lt/sn, kanalizasyon arıtılmadan Van Gölüne akıtılmaktadır. Van Gölü havzasına günde 56 bin 400 ton metreküp kanalizasyon atığı akıtılmaktadır
Van gölü havzasında 1.200.000 (bir milyon iki yüz bin) insan yaşamaktadır.
Van denizine yüze yakın derenin akması, bunların içinde 19 büyük akarsuyun yerleşim yerlerinden geçtiği için evsel atıklar ve kanalizasyonlarla gölün kirliliği ne neden olmaktadır. Yağmur sularıyla denizin kirlenmesine neden olan set ve çorap sistemi ile önüne geçilmesi mümkünken hiçbir önlem alınmamaktadır. Van gölü ile özdeşleşmiş Van Gölü kadar önemli olan bizim ‘Uçan Balık! dediğimiz İnci Kefali balığı için Nisan- Temmuz tarihleri üreme dönemidir. Bu tarihte bile çevreye dere yataklarına ve balığa özen gösterilmiyor. Binlerce balığın ölümünün yanlış uygulamalardan kaynaklı olduğunu gördük. Bu ve diğer nedenlerden dolayı Van Gölü Koruma Kanunu çıkarılması gerekmektedir.
Küresel ısınmadan, yanlış su politikalarından kaynaklı çok büyük oranda su sorununun yaşandığı coğrafyamızda ve ilimizde birçok dere, gölet, barajlar kurumuş bazılarının tamamen kuruduğu gözlemlenmiştir. Akgöl, Değirmigöl, Tuzgölü, Zernek Barajı, Sıhke Gölü, Karasu Sarımehmet Barajı vb. gibi özellikle üzerinde H.E.S yapılan akarsularımızın suyun yetersizliğinden, yanlış su politikalarından, küresel ısınmalardan, buharlaşmadan, tarımsal sulamalardan dolayı suyun azalmasıyla HES işletmecilerin enerji üretme ve taahhütte bulunmalarından dolayı %10 olan yasal can suyunun verilmediğinden dere yatağındaki flora ve fauna yok olmaktadır. Erciş Çelebibağ flamingo yolu kurumak üzere, Van gölünde kuraklık nedeniyle metrelerce çekilmelerin olduğunu. Van gölün de kuraklık nedeniyle adacıkların oluştuğu, mikrobiyalitlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Ormanların olmadığı yerde sazlıklar canlıların doğal yaşam alanlarıdır. İleri biyolojik arıtmanın olmadığı yerde arıtma filtre görevini taşır. Türkiye’deki sazlıkların 5/1’i kentimizde olmasına rağmen yanlış uygulamalar sonucunda imara açılarak, tarıma açılarak, yol yapımında, yakılarak, küresel ısınma nedeniyle yok olmakla karşı karşıyadır.
Van gölünün zemininde 320bin metreküp dip çamuru çıkarıldı. Dip çamuru temizlenmesi acil bir ihtiyaç ama bu ilkel yöntemlerle yapılamaz. Denizin iç kısmından karaya doğru gemilerle iş makinesine bağlı bilgisayarla nerede ne kadar dip çamuru olduğu tespit edilerek çıkarılmalıdır.
Çıkan dip çamuru gerekli analizler yapılarak ortalık yere değil, bertaraf edilerek tamamlanmalıdır. Yaz ayları başından bu yana Gölde dip çamurunun temizlenmesi çalışmasının tamamen "algı çalışması" olduğunu "Üniversite ile Edremit ilçe çıkısına kadar sahilin 13,9 kilometre uzunluğunda olmasından anlıyoruz. Sahil boyunca şuana kadar enlemesine 500 metrelik bir alanda sadece 200 metre derinlikte dip çamuru temizliği yapıldığı bildirilmektedir.
30 Temmuz 2022 tarihinde Van gölü sahilinin doğal sit, sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak tescili yapılmıştır.
Mevsimsel yağışların az olması bölgedeki döngüyü olumsuz etkiliyor. Kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız dönemlerde bu yağışlardaki düşüşlerden dolayı doğal olarak tedbirler almak zorundayız.