Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a önerilerini sıraladı. Arıkan, "Öfkeyle değil merhamet ve adaletle hareket edilmelidir" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Yeni Yol grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

"Ülke olarak tarihi bir dönemeçteyiz" diyen Arıkan, şu ifadeleri kullandı:

"Artık kozmetik tedbirlere değil köklü değişikliklere ihtiyacımız var. Karşı karşıya bulunduğumuz tehditleri idrak edip çözmek zorundayız. Aksine AK Parti yönetimine kimlerin gelip gittiğinin, AK Parti'ye kimlerin transfer edilip edilmediğinin yeni kabinede kimin bakan olup olmayacağının hiçbir önemi yoktur. Bu değişiklikler sadece AK Parti'de makam mevki bekleyenleri heyecanlandırmaktadır."

"Erdoğan'a tavsiyelerimiz var" diyen Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyaset dilinde çatışma ve gerilim değil sağ duyu ve diyalog esas alınmalıdır. İç politikada öfkeyle değil merhamet ve adaletle hareket edilmelidir. İsraf ve yoksunluk önlenmelidir. Beytülmale sahip çıkılmalı fakirin hakkı korunmalıdır. şeffaf şaibesiz dürüst yönetim anlayışı ekonomide milli güçlü süratli kalkınma seferberliği başlamalı tüketen değil üreten ekonomi için gerekli alt yapı ve yatırımlara öncellik verilmelidir. İktidar bizim çağrılarımızın tersine davranıyor. Seçtiremediğim belediye başkanını ya transfer ederim ya da kayyum atarım diyor. Benden olmayanlara ya itibar suikasti yaparım ya da transfer ederim diyor. benim gibi düşünmeyenleri ya içeri atarım ya da sustururum diyor. Türkiye siyaseti zehirli bir atmosfere hapsolmuş durumda. Cumhurbaşkanı'nı tebrik ediyorum. Kendisi toksik demokrasi ifadesini kullandı. Katılıyorum. Bugün her muhalif sesin susturulduğu, yargının siyasi infazlara alet edildiği her güne yeni bir kayyumla başladığımız, siyasi parti başkanlarının cezaevine atıldığı bir demokrasi toksik bir demokrasidir. Bu kadar toksikliğin sebebi otoriter zihniyettir. Ülkemizin içine sürüklendiği bu toksik demokrasi düzenine karşı yeni bir yaklaşımla hareket etmeliyiz."

Davutoğlu: Biz asla size benzemeyeceğiz

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise, Yeni Yol Partisi'nin grup toplantısında konuştu. Geçtiğimiz hafta sonu yapılan AKP 8. Kongresine ilişkin eleştirilerini sıralayan Davutoğlu, Gelecek Partisi'nden istifa ederek AK Parti'ye katılanlara da "Küçük menfaatler için bizi yalnız bırakanlar utansın" tepkisi gösterdi.

Davutoğlu, Türkiye’de siyasetin ahlaki çölleşmeye uğradığını gösterdiğini ifade etti. İktidarın sadece sayısal çoğunluk sağlamak adına ilkeleri, ahlakı ve liyakati göz ardı ettiğini belirtti ve "Onlar bu kongre ile 'Bizim iktidarımızı sürdürebilmemiz için 360'ı bulmamız gerekiyor. Bize yeni vizyon değil, talimatla el kaldıracak kuklalar lazım' mesajı iletiyorlar. Bu mesaja bizim cevabımız net ve açık. Bir yekun içinde yazılmayı içlerine sindirenler sizin olsun. Bize 'durun kalabalıklar' diyecek Elif gibi dik ve omurgalı siyasetçiler yeter" diye konuştu.

"Biz asla size benzemeyeceğiz" diyerek AK Parti'ye tepki gösteren Davutoğlu, iktidarın siyasi grupları kendi otoriter düzenine bağımlı hale getirmeye çalıştığını söyleyerek şöyle konuştu:

"Onlar bu kongre ile 'Biz ideolojilerden, siyasi görüşlerinden bağımsız olarak ister muhafazakâr ister seküler ister milliyetçi olsun herkesi otoriter düzenimize köle ederiz, kimse bize direnemez, milliyetçilere tarihi dizi izletir, hepsine birden de mevki ve makam gücü ile aldatır dediğimizi yaptırırız' diye mesaj gönderiyorlar. Bizim cevabı mesajımız açıktır. Bundan sonra saflaşma, ideoloji temelinde değil şahsiyetler temelinde olacaktır."

Davutoğlu, Şehir Üniversitesi’nin kapatılma hamlesiyle kendisinin sindirmek istediğini belirterek şöyle konuştu:

"Bana şahsi bir mesajın da iletildiğinin farkındayım. 'Biz en iddialı karşıtlarımızı bile hizaya sokarız' mesajıyla beni yıldıracağınızı sanıyorsunuz. Beni tanımamışsınız. Yılmadım, yılmıyorum, yılmayacağım. Tek başıma kalsam dahi hakkı söylemeye devam edeceğim. Küçük menfaatler için bizi yalnız bırakanlar utansın. Biz bu yola gemilerimizi yakarak çıktık, gemileri olanlar korksun."

Davutoğlu, AK Parti’nin kuruluş sürecinde yer almış ancak sonradan partiden uzaklaştırılan isimlere de çağrı yaparak, ülkenin gidişatına sessiz kalmamaları gerektiğini söyleyerek "Bugün yaşananlardan sadece iktidar değil, sessiz kalan eski AK Partililer de sorumludur" dedi. 

Babacan: Aradan yıllar geçti yönetenler değişti ancak baskıcı anlayış geri geldi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da, vatandaşın kirasını ödeyemediğini vurguladı. İktidarı Türkiye’deki konut fiyatları üzerinden eleştiren Babacan, uygun fiyatlarla konut yapılması için çözüm önerilerini sıraladı. Babacan, şunları söyledi:

''Vatandaşlarımız en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını artık karşılayamıyor. Bu ülkede insanlar kiralarını ödeyemiyor, sokaklara atılıyor. Sayın Erdoğan ve iktidar çevresine seslenmek istiyorum, duyuyor musunuz haberiniz var mı bilmiyorum ama açın kulağınızı ve iyi dinleyin. En temel ihtiyaçları olan karın doyurmayı, barınmayı lüks haline getirdiler. Onlara soruyorum çözümünüz var mı? Çözümleri yok. 2025 yılını 'Aile Yılı' ilan ettiniz. Sayenizde gençler maaşlarıyla ancak ailelerinin ev kirasına destek olabiliyorlar, evlenip kendilerine ayrı bir aile kuracak imkanları yok şu anda. İktidara soruyorum çözümünüz var mı? Yok. Emeklilerden şanslı olanlar çocuklarının evlerine yerleşebiliyorlar çünkü muhtaçlar. İmkanı olmayanlarsa kiralarını ödemedikleri için sokağa atılıyorlar. Çözümleri var mı, yok. Vatandaşın derdi iktidarın umurunda değil. Halktan, milletten, toplumdan koptular.''

Emlak Konut’un hazırladığı "Kazançlı Yatırım Kampanyası"nı değerlendiren Babacan, memur ve işçinin konut taksitlerini nasıl ödeyeceğini sorduğu konuşmasında, şöyle devam etti:  

''Yandaş basının manşetlerine bakın. 'Ev sahibi olmak isteyene cazip fırsat', 'konut sorununa neşter atıyoruz' manşetlere bakın. Bunlar artık Türkiye'de alın teriyle, bilek gücüyle çalışarak ev almayı imkansız hale getirdiler. Çözüm nerede diyeceksiniz. Çözüm bu iktidarda yok, olmayacak. Konut meselesinde çözüm burada. Hızlı bir şekilde bol ve ucuz arsa üreteceksiniz. Mesele Türkiye'de imar geçirmeyse, emsal değiştirmeyse, plan dip notlarıyla oynamaysa bunlar hemen rant gözlüklerini takıyorlar. Bu işleri yaparken ucuza arsa üretelim demiyorlar, 'kime ne kadar rant sağlayacağız' hesabı yapıyorlar. İki, Konut Finansmanı Kurumu, namıdiğer KFK. Türkiye, konut üretimi için milyarlarca dolar kaynak oluşturacak Konut Finansmanı Kurumu'nu derhal harekete geçirmek gerekiyor.''

Çiftçinin desteklenmesi durumunda gıda enflasyonun düşeceğini kaydeden Babacan, "Türkiye'de gıda pahalıysa faizi artırarak siz bunu çözemezsiniz. Türkiye'de gıda enflasyonunu düşürmenin yolu çiftçiye destekten geçiyor. Diyecekler ki 'Paramız yok, nereden bulacağız parayı da çiftçiye bu desteği vereceğiz' ya siz bu yılın bütçesinde 2 trilyon faize vereceğiniz parayı nereden buluyorsunuz? Sıkıştığınızda kur korumalı mevduat için 800 milyar lirayı Merkez Bankası'ndan karşılıksız bastırmıyor musunuz? 2 trilyon faize 800 milyarı bulan hükümet çiftçiye, 'para yok' diyor. Bu iktidarın 'Para yok' dediğine bakmayın, bütçe var ama bunlar yanlış yerlere harcıyorlar. Kötü yönetimleri yüzünden Türkiye'de enflasyon oluyor" dedi. 

28 Şubat'ın 28. yıl dönümünde iktidarın baskı altında ülkeyi yönettiğini vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:

600 vekilin 81 ildeki dağılımı yeniden yapıldı... 3 ilin vekil sayısı arttı 600 vekilin 81 ildeki dağılımı yeniden yapıldı... 3 ilin vekil sayısı arttı

''Bunlar ülkedeki her türlü sorununun tartışma zeminini yargıyı kullanarak yok ediyorlar. Bu ülkeyi fikri bir çöle çevirmeyi adeta kendilerine hedef olarak seçmişler.

İktidarı eleştirenin vay haline. Fikir beyan ettiler diye iş dünyasına yargı sopasını göstermiyorlar mı? Demokrasi, hukuk, insan hakları ayaklar altında değil mi şuan ülkede? Farklı düşünüyorlar diye gazeteciler, sanatçılar, iş insanları tutuklanmıyor mu? Aradan yıllar geçti yönetenler değişti ancak baskıcı anlayış geri geldi. Bu uzun süre iktidarda kalmanın getirdiği sonuç. AK Parti'nin kurulduğu 2001 ruhunu kaybettiler. 2 gün sonra 28 Şubat. Bir dönem koca bir nesle bir ideal, ruh kazandırma iddiası ile yola çıkan AK Parti, 28 Şubat'ın 28. yıl dönümünde menfaat şebekeleri tarafından sarılmış durumda. 28 Şubat'tan 28 yıl sonra davası için yola çıkanların değil, yolunu bulmayı davası haline getirenlerin yığıldığı bir adres oldu. Bu iktidar haklı olmaktansa gücü kullanmayı tercih ediyor. Bunlar ülkedeki her türlü sorununun tartışma zeminini yargıyı kullanarak yok ediyorlar. Bu ülkeyi fikri bir çöle çevirmeyi adeta kendilerine hedef olarak seçmişler fakat istedikleri kadar güçlü olsunlar, haklı hakkından vazgeçer mi? Üniversite kapılarından alınmayanlar haklarından vaçgeçtiler mi? Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılananlar bir gece vakti ansızın evleri basılanlar haklarından vazgeçtiler mi? Güçlü karşısında haklı olanlar haklarından hiç vazgeçti mi? Biz de vazgeçmeyeceğiz. Ayrıştıranlara inat buradayız. Çıkar için duruşlarına zarar veren, çıkar için duruşlarını değiştirenlere karşı buradayız. Yolunu bulmak için görüşlerini değiştirenlere inat buradayız."

Editör: TE Bilisim