Yiğitlik şanda kaldı, açlık büyüyor...

Siyaset arenasının, modern zamanların parlamenter rejimlerinde ana akım siyasetçilerin ortalama karakteri; bir sıfatı seçtiğinde diğer bir sıfatı sürdürmezdi. 

O sıfat üzerinden siyaset yapmak ile yükselebilirdi.

Şimdiki zaman siyasetinde olduğu gibi, değil sıfattan sıfata atlamak, element uydurur gibi bahane de uyduramazdınız.

Kör topal da olsa bir siyaset ahlakı hakimdi.

Ülkede hukukun bireylere adil dağılması için çabalayan avukatlardan tutun, halkın haber alma hakkı için çalışan azınlıktaki muhalif gazetecilere kadar, kendi gibi düşünmeyen herkesin hedeften düşmediği, sağlıktan eğitime çöküş devam ederken, ekonomi tekeri patlak araba gibi bayır aşağı indiği zamanlar…

Adil bir gelir dağılımı, eşit yurttaşlık, hakça paylaşımın olmadığı ve evrensel hukuk değerlerinin uygulanmadığı her yerde, iktisadi yükler sermayeden ziyade halkın cebini yakar.

Sanki yıllardır tavandaymış gibi, Ekonomi Bakanı çıkmış “vergileri tabana yayacağız” diyor. 

Ez cümlesi; Cebinize koyduğumuz 10 liradan aldığımız 8 lirayı, 18 liraya çıkaracağız patlamış fren tamiri için, yükü taşıyacak da sizsiniz diyor.

Daha enteresan olan, muhalefet muhalefet görevini yapmak yerine, bütün bunlar olurken, suskun, bir biçimde seyrediyor, hatta sessiz sedasız onay veriyor olması.

Zira onların derdi ne memleket ne millet. İçlerindeki kör dövüşte halkı çoktan unutmuşlar.

Parti içi klikler CHP için ilk değil son da olmayacak ama şaşırtıcı olan, partinin kendi içinde siyasetçi değil, lider yarıştıracak sıfat bulamadığım “yaygın siyasetçiler” türemesi…

İşin acısı; CHP’ de bu durumu görmeyenler, görenlerinse olan bitenle yüzleşmek yerine, kendi kliğindeki adayı bin bir sıfata büründürerek desteğe soyunmasında.

Partide bu durum artık öyle bir hal aldı ki, kişisel bazdan daha ziyade, yaygın siyasetçi sıfatı güce yapılan kurumsal kimliğe dönüştü.

Öte yandan, Ana muhalefet lideri çıkıp diyor ki; 

“Ekrem İmamoğlu'nun online toplantısı etik olarak rahatsız edici”

Ardından da;

“Ümit Özdağ ile özel bir protokol imzaladık. İkimizin namusuna teslim edilmiş bir protokol. Faik Öztrak da, danışmanım da içeriğini bilmiyor.”

Etikten bahsederken etik dışı davranmak, hangi sıfatın ya da sıfatçıların ürünü?

Şaşırtmaya devam ediyor.

"Ben nasıl kendi kendimi değiştireyim? Kurultay değiştirir. Kendi genel başkanlığımı sonlandırmam doğru değil" diyor.

CHP de eleştirdikleri ile aynılaşmış, bir istifa mekanizmasının olduğunu unutmuş.  Ekonomi tekeriyle birlikte ana muhalefetin siyasi anlayışı da patlamış.

Böyle bir muhalefet karşısında iktidarın, tarihin en büyük şansına sahip olduğu da ayrıca görülüyor.

Sevgili CHP, uyanın. Halkın size verdiği muhalefet görevini yapın. Ya da tamamen bırakın. Binbir sıfat yaratıp, bahanelere tutunmayın.

Bırakın yiğidin kuru soğana muhtaç olmasını, eldeki kuru ekmek de gidiyor.

Görün; Yiğitlik şanda kaldı, açlık büyüyor..