Editörden

Araştırma: Sosyal medyada tıbbi testlerle ilgili paylaşımlar büyük oranda yanıltıcı

Sosyal medya fenomenlerinin (influencerlar) tıbbi testlerle ilgili paylaşımlarının "yanıltıcı" olma eğiliminde olduğunu ortaya koyan yeni bir çalışma, bu durumun tıbbi sorunların aşırı teşhis edilmesi riskine yol açabileceğinin altını çiziyor

Araştırmacılar, tıbbi testlerle ilgili 'yanıltıcı' paylaşımların aşırı teşhise, gereksiz tedaviye yol açabileceğini ve hastaların ruh sağlığını etkileyebileceğini söyledi.

Sosyal medya fenomenlerinin (influencerlar) tıbbi testlerle ilgili paylaşımlarının "yanıltıcı" olma eğiliminde olduğunu ortaya koyan yeni bir çalışma, bu durumun tıbbi sorunların aşırı teşhis edilmesi riskine yol açabileceğinin altını çiziyor.

Araştırmacılar, Instagram ve TikTok'ta tartışmalı tıbbi testlerle ilgili 900'den fazla gönderiyi inceledi ve 1.000'den fazla takipçisi olan kullanıcılara odaklandı.

Her on gönderiden sekizinden fazlası araştırmacıların "promosyonel (reklamsal)" olarak adlandırdığı bir dil kullanılırken, yalnızca yüzde altısı testlerle ilgili kanıtlardan açıkça bahsetti.

Sydney Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan ve çalışmayı yöneten Dr. Brooke Nickel yaptığı açıklamada , "Bu paylaşımların büyük çoğunluğu ciddi seviyede yanıltıcı," dedi.

Dr. Brooke Nickel, "Erken tarama kisvesi altında, kendi sağlığınızı kontrol altına almanın bir yolu olarak tanıtılıyorlar. Sorun şu ki, çoğu insan için gereksiz ve bazı durumlarda [sosyal medya] etkileşimlerini destekleyen zayıf bilim" değerlendirmesini yaptı.

Araştırmacılar, tüm vücut manyetik rezonans görüntüleme (MRI), 50 kanserin erken belirtilerini tespit ettiğini iddia eden genetik testler ve bağırsak, testosteron seviyeleri ile bir kadının yumurta sayısı için yapılan testler de dahil olmak üzere beş tıbbi test hakkındaki yayınları inceledi.

Euronews'un aktardığı habere göre, çalışmanın yazarları, bu testlerin tıbbi ihtiyaç olmaksızın yapılmasının yan etkilerinden birinin, "genel olarak sağlıklı insanlara, kendilerine asla zarar vermeyecek bir durum veya hastalık teşhisi konduğunda veya etiketlendiğinde" ortaya çıkan aşırı teşhis riski olduğunu söyledi.

Aşırı teşhis ya da aşırı kullanım riskine sosyal medya paylaşımlarının yalnızca yüzde altısında değinilirken, bunların yarısından fazlası izleyicileri harekete geçmeye ve test yaptırmaya teşvik ettiği saptandı.

Avustralya'daki Bond Üniversitesi'nde yardımcı doçent olarak görev yapan ve çalışmanın yazarlarından biri olan Dr. Ray Moynihan, "Bu bulgular, sosyal medyanın tıbbi yanlış bilgilendirme için açık bir kanalizasyon olduğunu gösteriyor. Bu, aşırı teşhis koyma isteğini şiddetlendiren ve sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini tehdit eden bir halk sağlığı krizidir," değerlendirmesini yaptı.