Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alınmasının ardından başlayan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle haklarında iddianame hazırlanan 93 kişinin yargılandığı davalar ertelendi.
'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet'ten toplam 93 kişinin yer aldığı 3 davanın duruşması, İstanbul 14., 50. ve 74. Asliye Ceza mahkemelerinde başladı.
Duruşma, asliye ceza mahkemelerinin salonlarının yetersiz olması nedeniyle ağır ceza mahkemelerinin salonlarında görüldü.
Buna göre, İstanbul 14. asliye Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkması beklenen 30 kişi, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda savunma yaptı. İstanbul 74. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 30 kişi, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savunmasını verdi. İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 33 kişinin savunmasına ise İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda devam edildi.
Davalar ertelendi
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada mahkeme, 14 kişi hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamına, 2 kişi hakkında adli kontrol uygulanmasına ve 2 kişi hakkında zorla getirilme kararı için müzekkere yazılmasına hükmetti. Savunma yapanlardan dosyadaki fotoğrafların kendilerine ait olmadığını söyleyen 4 kişinin fotoğrafının temin edilerek bilirkişiye gönderilmesini istedi. Duruşma, eksik hususların giderilmesi amacıyla 10 Ekim tarihine ertelendi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada karar açıklandı. Mahkeme, ilgili emniyet müdürlüklerine müzekkere yazılmasına ve yargılananların suça konu eylemlere nerede ve ne şekilde katıldıklarının sorulmasına, ayrıca eksik hususların giderilmesine hükmederek duruşmanın 15 Eylül tarihine ertelenmesine karar verdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada ise mahkeme, haklarında ev hapsi kararı bulunan 6 kişiden 3’ü hakkında adli kontrol kararının kaldırılmasına hükmetti. Mahkeme diğer 3 kişinin ise savunmalarının henüz alınmamış olması nedeniyle adli kontrol tedbirinin devamına karar verdi. Duruşma, 17 Ekim 2025 tarihine ertelendi.
14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada yaşananlar şöyle:
"Eyleme katılmanın bir suç olarak gösterilmemesi lazım"
Duruşmada savunma yapan Ali Haydar Saygılı, "Saraçhane eylemine katıldığımı kabul ediyorum çünkü demokratik bir hak olarak görüyorum, hatta valiliğin yasaklama kararını bile bilmiyordum. O eylemde herhangi bir sorun ya da çatışma da olmadı. Eyleme katılmanın bir suç olarak gösterilmemesi lazım. Sosyal medyada da buradaki eylemlerin yasak olmadığıyla ilgili paylaşım yapılıyordu. Böylesi bir mesele için sabahın köründe evlerimiz basıldı. Gözaltında nezaretlerde tutulduk resmen bir şiddet ve devlet zulmü yaşadık" dedi.
Bir genç yaşadıklarını, "Polis gözaltına aldıktan sonra 'öldün mü, sakın ölme daha çok döveceğim dedi. Başka bir polis 'sizin gibi okumuşları daha çok döveceğiz' dedi. 3 aydır istanbul'dayım. Sınavlarıma, derslerime giremedim" sözleriyle anlatırken, taşıdığı motosiklet kaskı sorulan bir kişi ise, "Çalınmasın diye yanıma almıştım. Hiçbir şey yapmadığım halde tekme, tokat gözaltına alındım. Surların orada yere yatırıldım, ters kelepçe yaptılar. Bir polis botla 5-6 defa kafama vurdu. Başım 1 hafta ağrıdı. Cezaevinde dahi devam etti. Polise hiçbir mukavemette bulunmadım. herhangi bir şekilde su şişesi, taş vs atmadım" diye konuştu.
"Olay yerinden uzaklaşmaya çalıştık"
Kronik bronşit hastası olduğunu belirten bir başka genç ise "Gaz değil polenle bile rahatsızlığım tetiklenebiliyor. Boynumdaki fularla kapattım ağzımı. Deodorant kokusu bile tetikleyebiliyor" derken, bir başkası "Saraçhane'deydik, sonra kargaşa çıkınca olay yerinden uzaklaşmaya çalıştık. Hatta bir polise sorduk. Polis 'gelin size göstereceğim' dedi. Sonra gözaltına alındık ve bir ay tutuklu kaldık. Ben eylemci olsam kaçardım, polisin yanına gitmezdim. Maskeyi gazdan dolayı biri verdi. 10 dakika bile takmadım. Gözaltına alınırken maske bile yoktu. Suçsuz yere cezaevinde yattık, kimseye bir şey yapmadık" sözleriyle savunma yaptı.