Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’ndan Doç. Aslıhan And'ın öğrencisi Duru Bulam (17), bu yıl gerçekleşen Flutissimo 2025 Flüt Yarışması'na vize randevusu alamadığı için fiziksel olarak katılamadı. Videolarını göndererek yarışmaya katılan Bulam, kendi yaş kategorisinde oy birliğiyle birinci oldu.

Dünya, ocak ayında yeni bir aylık sıcaklık rekoruna ulaştı Dünya, ocak ayında yeni bir aylık sıcaklık rekoruna ulaştı

Flutissimo Flüt Festivali, Fransa’nın Nice şehrinde düzenlenen ve yıllardır sürekliliğini koruyan önemli bir flüt etkinliği. Flüt sanatçısı Prof. Sibel Kumru Pensel de etkinliğin başında bulunan önemli isimlerden biri. Festival, A Travers la Flûte Derneği tarafından organize ediliyor. Festival kapsamında düzenlenen yarışmalar, farklı yaş gruplarındaki yetenekli flütçüleri bir araya getirerek, onlara performans sergileme ve uluslararası deneyim kazanma fırsatı sunuyor.

"Değil vize, randevusunu bile alamadık"

Hürriyet'ten Melike Çakalp'e konuşan Bulam, şunları söyledi: 

“Fransa’ya gitmek için yarışmadan 2 ay önce vize randevusu bakmaya başladım. Bu 2 ay boyunca her gün vize randevu sistemini kontrol ettiysem de bir türlü randevu bulamadım. Yarışmanın gerçekleşmesine iki hafta kala komitenin önemli isimlerden Flüt Sanatçısı Prof. Dr. Sibel Kumru Pensel, değil vize vize randevusu bile alamadığımız için bana ve Türkiye’den yarışmaya katılacak 4 arkadaşıma uzaktan katılma imkânı sağladı. Bu sayede videolarımı çekip yarışmaya gönderdim. Böyle bir imkan doğmasaydı yarışmaya gidemeyecek ve bu başarıyı elde edemeyecektim. Kendi yaş kategorimde toplam 5 kişiydik ve diğerleri Fransız’dı. Benim için çok zorlu bir süreçti ama performansımdan emindim, bu sebeple elde ettiğim başarı benim için çok da sürpriz olmadı. Yarışma için Fransız besteci Gabriel Faure ile Fazıl Say’dan birer eser çaldım.

İlkokul ikinci sınıftayken ve daha konservatuarın ne olduğunu bile bilmiyorken okuldaki müzik öğretmenim birgün bana İstiklal Marşı’nı okuttu. İyi okumuş olmalıyım ki, müzik öğretmenim konservatuvarda yarı zamanlı eğitim almam için sınava girmemi istedi. Konservatuvar sınavını kazandıktan sonra oradaki hocalarım fiziksel olarak bana uygun enstrümanın flüt olduğuna karar verdiler. Aslında 6 yaşında piyano çalmaya başlamıştım ama 8 yaşındayken durum benim için birden değişti. Ancak flüt çalmayı da çok sevdim. 5’inci sınıfta kendi isteğimle konservatuarda tam zamanlı eğitim almak için yeniden sınava girdim. O zamandan beri de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuarı’nda Doç. Dr. Aslıhan And ile eğitimlerime devam ediyorum. İlerde lisans eğitimimi yurt dışında tamamlayıp ardından ülkeme dönmeyi ve bir orkestranın baş flütisti olmayı hedefliyorum.

"Kendim ifade etmem için önemli bir araç"

Müzik, benim için umudu simgelediği gibi kendimi ifade etmem için de önemli bir araç. Ayrıca müziğin, iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyorum. Hergün 4 saatten fazla flüt çalıyorum. Özellikle akşam saatlerinde kendi kendime flüt çalışmaktan büyük keyif alıyorum. İlk zamanlar komşularımız bundan rahatsız oluyordu ama zamanla alıştılar ve artık şikayet etmiyorlar. Sanırım çaldığım eserler onların da hoşuna gitmeye başladı. Bazen doğaçlama da olsa besteler yaptığım da oluyor.”

Editör: TE Bilisim