Saldırı, geçen pazartesi günü yerel saatle 01.15'te gerçekleşti. 

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah kentindeki El-Aksa Hastanesi yerleşkesinde bulunan Hamas'a ait bir "komuta ve kontrol" merkezini hedef aldığını duyurdu. Savaş uçaklarından atılan bombalar, artık evleri olmadığı için çadırlarda kalan aileleri hedef aldı. Dört kişi anında öldü,  onlarca kişi ciddi yanıklar sonucu yaralandı...

Beyaz Saray sözcüsü, yangın görüntülerinin "derinden rahatsız edici" olduğunu belirterek, İsrail'i sivilleri korumak için daha fazla şey yapmaya çağırdı: 

"İsrail'in sivil kayıpları önlemek için daha fazla şey yapma sorumluluğu var ve burada yaşananlar Hamas, sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak amacıyla hastanenin yakınında faaliyet gösteriyor olsa bile korkunç."

Bunun üzerine İsrail ordusu, sonucu diğerlerinde olduğu gibi hiç duyurulmayacak soruşturma başlattığını açıkladı.

Bu savaşta her gün insanlar yakılarak öldürülüyor, parçalanıyor ve vuruluyor.

Çoğu zaman ölümler kameralardan uzakta gerçekleşiyor. Kameralar genellikle, enkazda hayatta kalanları çılgınca aramayı, hastanelerdeki dramatik sahneleri, bitmek bilmeyen cenaze akışını kaydediyor ve dünya bunları görüyor.

Ama Şaban el-Dalu'nun ölümü farklıydı. Eli, alevlere sarılmış ve herhangi bir yardımın ulaşamayacağı bir simge olarak bütün dünyaya yayıldı. 

Ölümünden sonraki günlerde Şaban'ın kendi videoları ve fotoğrafları ortaya çıktı. Zeki bir genç, bir yazılım mühendisliği öğrencisiydi Şaban. Gazze dışında yeni bir hayat planlayan ailesiyle ilgilenen yaşıtlarından farklı değildi...

Babanın isyanı

Ailesinin yandığı görüntüler zihninde tekrarlanırken baba Ahmed el-Dalou ise, şuna inanıyor: Vicdan yok. İnsanlık yok. Sadece izleyen ve hareket etmeyen liderler var...

Çayırhan protestosu: Maalesef madencinin sesi ancak ölünce ya da eylem yapınca duyuluyor Çayırhan protestosu: Maalesef madencinin sesi ancak ölünce ya da eylem yapınca duyuluyor

Dünyaya soruyor

BBC haberine göre, El Dalu ailesinin sesi, o sırada çadırda olmadığı için hayatta kalanlardan biri de Şaban'ın küçük kardeşi Muhammed oldu. Annesini kolundaki bileziğinden teşhis eden Muhammed, ailesinin alevler arasında kalışına da şahitlik etti.

Yaşadığı şok nedeniyle ağlamaktan konuşamayan Muhammed, sorular üzerine sadece şunları söyleyebildi:  

"Daha neye ihtiyacın var ki, susuyorsun? Yandığımızı görüyorsun, susuyorsun."

Editör: Ömür Ünver