Günümüzde dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte, ekran kullanımının çocukların erken dönem dil gelişimi üzerindeki etkileri önemli bir araştırma konusu haline gelmiştir. Tabletler, akıllı telefonlar ve televizyonlar, ebeveynler için çocukları oyalamanın pratik bir yolu gibi görünse de, bilimsel çalışmalar bu cihazların aşırı kullanımının dil ve konuşma becerileri üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini göstermektedir. Dijital medyanın hayatımıza giderek daha fazla entegre olması, dil gelişimi açısından önemli olan yüz yüze etkileşimi ve doğrudan iletişimi azaltabilir. Bu durum, özellikle küçük yaşlardaki çocuklar için uzun vadede ciddi dil ve konuşma bozukluklarına yol açabilir.
Ekran Kullanımı ve Dil Gelişimi Arasındaki Bağlantı
Son yıllarda yapılan araştırmalar, ekran sürelerinin artmasının çocuklarda konuşma gecikmesi riskini artırabileceğini ortaya koymaktadır. Amerikan Pediatri Akademisi, iki yaş altındaki çocuklar için ekran maruziyetinin sınırlandırılmasını önermektedir. Bu yaş grubu, beyin plastisitesinin en yüksek olduğu ve dil ediniminin kritik bir dönemden geçtiği bir süreci kapsar. Çocukların doğal dil gelişimi, ebeveynleriyle, akranlarıyla ve çevresiyle sürekli iletişim halinde olmasıyla desteklenir. Ancak ekran karşısında uzun saatler geçiren çocuklar, bu temel sosyal etkileşimlerden mahrum kaldıklarında dil gelişimlerinde gerilik yaşayabilirler.
Araştırmalar, ekran başında uzun süre vakit geçiren çocukların ebeveynleriyle daha az iletişim kurduklarını ve dilsel girdilerden daha az faydalandıklarını göstermektedir. Yüz yüze iletişim, jest ve mimiklerin anlaşılması, ses tonu değişimlerini kavrama gibi dil gelişimi için kritik unsurlar ekran kullanımının yaygınlaşmasıyla azalabilmektedir. Ayrıca, bu durum çocukların dilin doğal akışını anlamasını zorlaştırarak hem alıcı hem de ifade edici dil becerilerini olumsuz etkileyebilir.
Ekran süresinin artması aynı zamanda çocuğun iletişimde pasif bir rol almasına neden olabilir. Yüz yüze etkileşimde bulunan bir çocuk, sosyal ipuçlarını okumayı ve dili aktif bir şekilde kullanmayı öğrenirken, ekrana maruz kalan çocuklar daha çok tek yönlü bilgi alımına odaklanmaktadır. Bu durum, pragmatik dil becerilerinin geride kalmasına ve çocuğun sosyal etkileşimde zorlanmasına yol açabilir.
Bilimsel Bulguların Işığında Riskler
Kanada’da gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma, günlük ekran süresi iki saatten fazla olan çocukların, daha az ekran maruziyeti yaşayan yaşıtlarına göre %30 oranında daha az kelime kullandığını ortaya koymuştur. Bu durum, çocukların dil gelişiminde yaşamsal olan karşılıklı etkileşimlerin azalmasıyla doğrudan ilişkilidir. Ayrıca, çocukların sözcükleri anlama ve cümle yapılarını oluşturma süreçleri de yavaşlayarak dil gelişiminin temel yapı taşlarından biri olan sözdizimi gelişimini geciktirebilir.
Ekran süresi fazlalığının sadece dil gelişimini değil, bilişsel ve duygusal gelişimi de etkilediği bilinmektedir. Çocukların problem çözme becerileri, eleştirel düşünme yetenekleri ve yaratıcı ifade becerileri, doğrudan etkileşim ve oyun yoluyla gelişirken, pasif ekran kullanımı bu süreçleri sınırlandırabilir. Beyin gelişimi açısından kritik olan erken çocukluk dönemi, çevresel girdilere en fazla ihtiyaç duyulan dönemlerden biridir. Ekran süresinin aşırı olması, çocukların dikkat, hafıza ve mantıksal düşünme becerilerini olumsuz etkileyebilir.
Aşırı Ekran Kullanımının Yol Açabileceği Diğer Sorunlar
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Riski: Uzun süre ekrana maruz kalan çocukların dikkat süresi kısalabilir ve odaklanma becerileri zayıflayabilir. Hızlı değişen görseller ve anlık bilgi akışına alışan beyin, gerçek hayatta daha durağan ve odaklanmayı gerektiren görevlerde zorlanabilir. Bu durum, çocukların okul başarısını ve akademik performansını da olumsuz yönde etkileyebilir.
- Sosyal Becerilerin Gelişiminde Gecikme: Ekran bağımlılığı, çocukların yüz yüze iletişim kurma, empati geliştirme ve sosyal etkileşimde bulunma becerilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Uzun süre ekran başında vakit geçiren çocuklar, jest ve mimikleri anlama, sıra alma ve aktif dinleme gibi sosyal becerilerde yaşıtlarının gerisinde kalabilir. Bu durum, çocukların ilerleyen yaşlarda sosyal ilişkiler kurma ve sürdürme konusunda zorluk yaşamasına neden olabilir.
- Motor Becerilerde Gelişim Geriliği: Erken çocukluk döneminde fiziksel aktivitelerin azalması, motor gelişimi olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle ekran başında uzun süre oturmak, ince ve kaba motor becerilerin yeterince gelişmesini engelleyebilir. Hareketin azalması, çocuklarda denge, koordinasyon ve kas gelişimi açısından eksikliklere yol açabilir.
- Uyku Problemleri: Dijital ekranlardan yayılan mavi ışık, melatonin üretimini baskılayarak uyku düzenini bozabilir. Özellikle yatmadan önce ekran kullanımına devam eden çocuklar, uykuya dalmada güçlük çekebilir ve uzun vadede uyku düzensizlikleri yaşayabilir. Uyku eksikliği, bilişsel işlevlerin yanı sıra duygusal düzenleme üzerinde de olumsuz etkilere sahiptir.
Ekran Süresinin Dil ve Konuşma Bozukluklarına Etkisi
Ekran süresinin artmasıyla birlikte dil ve konuşma bozuklukları konusunda uzmanlar, daha fazla vakada ekran maruziyetinin birincil ya da ikincil faktör olarak rol oynadığını belirtmektedir. Konuşma gecikmesine ek olarak, ekran bağımlılığı olan çocuklarda artikülasyon bozuklukları, sözel ifade zorlukları ve anlatım becerilerinde yetersizlikler gözlemlenmektedir. Çocukların dilin yapısını anlamalarını sağlayan doğal etkileşimlerin azalması, fonolojik farkındalık ve kelime dağarcığının gelişiminde aksamalara neden olabilir.
Pragmatik dil becerilerinde gerileme yaşayan çocukların, sosyal konuşma becerilerinde zayıflık, uygun sözel yanıt verememe ve konuşma akışında düzensizlikler gibi sorunlar yaşadığı gözlemlenmektedir. Ayrıca, aşırı ekran kullanımına bağlı olarak ses tonu, vurgu ve prosodi gibi konuşmanın doğallığını etkileyen unsurlarda gerilemeler meydana gelebilir. Bu nedenle, ekran süreleri yönetilirken yalnızca sürenin uzunluğu değil, içeriğin niteliği ve çocuğun aktif dil kullanımı üzerindeki etkileri de değerlendirilmelidir.
Sonuç
Ekran sürelerinin bilinçli bir şekilde sınırlandırılması, çocukların dil ve bilişsel gelişimi açısından kritik bir faktördür. Günümüz dijital çağında teknolojiyi tamamen ortadan kaldırmak yerine, dengeli ve kontrollü kullanım sağlanarak çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmeleri teşvik edilmelidir. Bilimsel verilere dayalı yaklaşımlar, çocukların bilişsel ve dil gelişimini en iyi şekilde desteklemek için rehber niteliği taşımaktadır.
Soru ve görüşleriniz için: [email protected]