Editörden

Parkinson hastası sayısı 2021'de 11,9 milyon iken 2050'de 25,2 milyona ulaşacak

Yeni bir araştırmaya göre, insanlar daha uzun yaşadıkça ve bazı ülkelerde nüfus patlaması yaşandıkça Parkinson hastalığının küresel yükünün önümüzdeki yıllarda iki katından fazla artması bekleniyor.

Çin ve Kanada üniversitelerindeki araştırmacıların BMJ'de yayınlanan tahminlerine göre, dünya genelinde nörodejeneratif rahatsızlığı olan kişi sayısı 2021'de 11,9 milyon iken 2050'de 25,2 milyona ulaşacak.

Bağımsız uzmanlar, bulguların yeni tedaviler bulmanın ve Parkinson hastaları için sosyal desteği güçlendirmenin aciliyetinin altını çizdiğini söyledi.

Euronews Health'e konuşan Parkinson's Europe savunuculuk grubunun stratejik direktörü Amelia Hursey, "Bu durum, kesinlikle şimdi ele alınması gerektiğini gösteriyor, çünkü küresel sağlık hizmetlerinin herhangi birinin belirli bir durumdan kaynaklanan bu talep düzeyiyle başa çıkmasının hiçbir yolu yok," dedi.

Araştırmaya göre Parkinson hastalığının yaygınlığı 2050 yılında 100.000 kişide 267 vakaya ulaşarak otuz yıl içinde yüzde 76 oranında artabilir.

Doğu Asya'da 2050 yılında yaklaşık 10,9 milyon kişi Parkinson hastası olacak ve bu sayı diğer tüm bölgelerden daha fazla olacak. Güney Asya ise tahmini 6,8 milyon vaka ile onu takip edecek.

Bu arada, Sahra Altı Afrika'nın batı kesimleri, büyük ölçüde nüfus artışının yanı sıra yaşlanmanın da etkisiyle, önümüzdeki on yıllarda Parkinson vakalarında en hızlı büyümeyi (yüzde 292) görecek.

Parkinson'daki artışın ardındaki faktörler 

Çalışmada yer almayan Hursey, ülkeler daha gelişmiş hale geldikçe fiziksel aktivite oranlarının düşme eğiliminde olduğunu da sözlerine ekledi. Egzersizin Parkinson ve diğer nörodejeneratif hastalıklara karşı koruma sağladığı görülmektedir.

"Potansiyel olarak gördüğümüz şey, insanlar işlerinde, dünyalarında daha hareketsiz hale geldikçe, aslında daha az sağlıklı bir beyinle yaşlanıyorsunuz," dedi.

Düşük ve orta gelirli ülkelerin Parkinson yükünde en keskin artışı görmesi beklenirken, 2050 yılına kadar dünyanın her yerinde artış bekleniyor.

Örneğin Batı Avrupa'da vakaların yüzde 50, Orta ve Doğu Avrupa'da ise yüzde 28 oranında artması bekleniyor.

Araştırmacılar, coğrafi farklılıkların sosyoekonomik durumdaki farklılıklardan, nüfusun yapısındaki değişikliklerden, yaşam tarzlarından ve sanayileşme ve kentleşmeden kaynaklanan toksik ortamlardan kaynaklanabileceğini söyledi.

Örneğin, bazı çalışmalar Parkinson için bir risk faktörü olarak hava kirliliğine işaret ediyor.

Bazı pestisitler ve temizlik kimyasallarının yanı sıra mikroplastikler gibi diğer çevresel kirleticiler üzerine yapılan araştırmalar, bunların Parkinson riskini artırabileceğini düşündürmektedir, ancak hastalığın etkenleri hakkında bilinmeyen çok şey bulunuyor.

Hursey, yine de çalışma sonuçlarının "şu anda yaşadığımız dünyada, çevreyle ilgili hiçbir şeyi değiştirmezsek, [Parkinson] sayısının artma olasılığının önemli olduğunu" gösterdiğini söyledi.

Parkinson's UK araştırma direktörü David Dexter Euronews Health'e yaptığı açıklamada, Parkinson hastaları ve onlara bakan kişiler için araştırma, tıbbi bakım ve destek hizmetlerine yatırım yapılması gerektiğini belirtti.

Dexter, bugün "Parkinson hastaları iyi yaşamak için ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerini alamıyorlar," dedi.