Şu soruyu depremin ardından seçimlerin ertelenmesi çıkışı yapan Bülent Arınç’ın açıklamasından sonra ‘nedenini halen anlamadığım bir şekilde topa giren’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘seçimler ancak savaş hallerinde ertelenir’ açıklamasından beri kendime soruyordum!
Ülkenin 10 ilinde yaşayan 13,5 milyonu doğrudan, ülkenin diğer şehirlerinde ikamet edenlerle birlikte neredeyse 30 milyon insanımızın yaşadığı acıya 36 saat hiçbir şekilde ulaşamayan iktidarın seçimleri iptal etme ihtimali var mıydı?
Bu nedenle; Bülent Arınç’ın seçimlerin ertelenmesi teklifi ciddi bir çıkıştı.
Acaba bu bir siyasi tuzak mıydı?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun alelacele seçimlerin ancak savaş şartlarında ertelenebileceği çıkışını hızlandıran bir tuzak mıydı?
Böylece ‘30 milyon insanın yaşadığı drama karşın CHP seçim peşinde’ dedirtilmesi amaçlanmıştıysa, iktidar başarmış görünüyor.
Yani Kılıçdaroğlu ‘Arınç zokasını’ yuttu mu?
Millet İttifakı bileşenlerine bile danışmadan alelacele konuşması ayrıca bir hata mıydı?
Kılıçdaroğlu’nun çıkışının ardından millet ittifakı toplandı ve seçimlerin Anayasa’nın hükmü gereği de ertelenemeyeceği görüşü deklare edildi.
İktidar bunu düşünmemiş olabilir miydi?
Peki bu deprem beklendiği artık hemen her gün dile getirilen İstanbul’da yaşansaydı, seçimler ertelenmeyecek miydi?
Yapılabilir miydi?
İşte bu soruların cevapları düşünülmeden Kılıçdaroğlu’nun bir çıkış yapması sağlandı Bülent Arınç üzerinden.
İktidar ne dedi bu çıkışa: “Bülent beyin kendi kişisel görüşüdür, partimizi bağlamaz.”
Peki Kılıçdaroğlu seçimlerin ertelenmesini, hatta 2024 yılı Mart ayında yapılacak yerel seçimlerle birleştirilmesini ve her iki seçimin de bu yılın Kasım ayında yapılmasını önerseydi ne olurdu?
Millet İttifakı olarak toplumda daha fazla teveccüh kazanmazlar mıydı?
Bu sorunun da cevabını düşünmek gerekiyor?
Seçimlerin 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılması kararından iktidarın vazgeçmediğini partisinin 1 Mart 2023 tarihindeki grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan dile getirdi.
Şimdi şu soruyu soralım:
30 milyon insanın yaşadığı bu drama karşın tam 2 ay 14 gün sonra yapılacak seçimler için hangi parti mitingler düzenleyebilir?
Hele hele Millet İttifakı bileşenleri deprem bölgesinde sıklıkla olmalarına karşın, acı yaşayan insanlara nasıl miting düzenleyecek ve ‘destek verin bize’ diyeceğini merak ediyorum!
Ama iktidar ve bileşenleri için bu geçerli değil!
Çünkü iktidar seçimler için herhangi bir miting yapmayacak. Yapmaya ihtiyacı da olmayacak.
Çünkü sadece deprem bölgesindeki inşaat imalatlarına başlaması, oradaki insanların yaralarını saracağı adımları atması, İstanbul için her an bir tehdit halinde olan deprem riski için adımlar atması bir miting kadar başarılı olmayacak mı?
Açıkçası ‘iktidarın artık belini doğrultamayacağını sandığınız deprem’ onun bu seçimlerden çıkışı olabilir!