Ülkeyi 21 yıldır yönetenler, 'hayat pahalılığı' dese de, 'bütün dünyada ekonomik zorluklar var' bahanesine sarılsa da yaşadığımız durum bize özgü 'derin bir ekonomik kriz'...

Uzun zamandır gerileyen, hedeflerden uzaklaşan bir ekonomik tabloya sahiptik de son iki yıldır ortaya atılan bilimsel gerçeklerden uzak politikalarla dibi gördük.

Zengin çok daha varlıklı hale gelirken, orta sınıf hızla eridi ve yoksulluk çizgisine geriledi.

 Şimdi 'müjdeler' şeklinde açıklanan maaş zamları da kimseye yetmiyor.

Mayıs 2023 seçimleri sonrası ise 'müjdeler' ile 'vergi zamları' yarışıyor.

Son olarak Cumhurbaşkanı Kararı ile akaryakıttaki ÖTV zammı yapıldı.

İstasyona giden benzini 34, motorini de 33 liradan alacak bundan sonra.

Bu durum yalnızca araç sahiplerini değil bütün toplumu etkileyecek.

Misal zaten en bol olduğu bu dönemde 35 lira olan domatesi 50 liradan, ekmeği 8 - 9 liradan almaya hazır olmalı artık herkes.

İğneden ipliğe zammın yansımadığı hiç bir şey kalmayacak.

Bu zamlar, yalnızca zam kararını verenlere dokunmayacak.

125 bin makam aracı da Cumhurbaşkanlığının 12 uçağı da bütün bunlardan etkilenmiyor mesela.

Yeme, içme derseniz Meclis'in restoranındaki fiyatlara bakın yeter.

Kamu imkanlarının artan maliyetlerini kullananlar değil, yine halk ödeyecek.

Öyle ya 'İtibardan tasarruf olmaz'...

Tarikat liderlerinin cenazelerine bile çakarlı otomobillerle gitmeyecekler mi yani.

'Kul hakkı' derseniz de yeni tarikat liderinin karşısında 'tövbe' ederler olur biter.

Ha bir de yatınız varsa akaryakıtta ÖTV düzenlemesi sizi ilgilendirmiyor.

Traktörün mazotu vergi kapsamında ama yatın yakıtı vergiden muaf...

Bir toplumda rasyonellik kayboldu mu işte böyle tablolar çıkar ortaya.

Savrulursunuz her alanda da nedenini de önünüzü de göremezsiniz.

Herkes birbirine soruyor 'ne olacak', 'ne kadar sürecek' diye...

Şu an Türkiye 40 yıl önceki ekonomik ve sosyal şartlara döndü.

Yapılması gerekenler de belli.

Çözüm, yapısal reformlar; Adaletten, eğitime, bilimden, tarıma radikal modern adımlar atılmadıkça yerimizde sayacağız.

Gelişmiş dünyanın içinde yer almak artık tercih değil, zorunluluk...

Ama eğer siyasetçilere sorarsanız da size 'Türkiye Yüzyılında Şahlanacağız' ya da muhalifse 'Herşey Çok Güzel Olacak' der.

'Sloganlar karın doyuruyor' derseniz ne mutlu...

Bir slogan da biz uyduralım o zaman:

'Milli birlik ve beraberlik içinde yoksullaşmamak için dış güçler masallarını da boş verip aklımızı başımıza alalım'...

Tabii yerseniz...