Uluslararası örgütlerin gözü nisan ayının ortalarından itibaren Türkiye'den 2 bin 942 kilometre uzaktaki Sudan'da yaşanan gelişmelerde.

Mesafenin çokluğuna bakmayın Ankara'dan uçağa atlasanız 4 saate oradasınız. 

Afrika'nın incisi 6 bin kilometre yol kat eden Nil nehrinin buluştuğu yer Sudan.

Onun için de kurak kıtanın en verimli topraklarından birine sahip.

Ki bundandır iç savaşı, darbesi, çatışması bitmez bu ülkenin.

Son olarak ordu ve paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar 15 Nisan'dan bu yana devam ediyor.

Şu ana kadar 500'e yakın insan yaşamını yitirdi bu çatışmalarda, en az 10 bin kişi de çevre ülkelere göç etti. 

Şimdi bu ülkedeki yabancılar da tahliye ediliyor. 

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre bin 600'den fazla Türk vatandaşı yaşıyormuş Sudan'da.

Bunların bir kısmı TİKA görevlisi olarak bulunuyordu ve şimdi Türkiye'ye dönüşleri sağlanıyor.

E tamam da, bizim derdimiz bize yeter; Seçimdi, geçimdi, mülteciydi zaten bir ton sorunla uğraşırken 2 bin 942 kilometre uzaktaki bu ülkeden bize ne diyebilirsiniz.

Çünkü aradaki mesafeye rağmen Sudan Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir ülke.

Hem seçimle hem de geçimle yakından ilgili.

Türkiye'nin dış politikası konusunda fikir sahibi olmak için Sudan'a bakmak lazım.

1980'lerin sonunda darbe sonucu ülkeyi yönetmeye başlayan Ömer El Beşir'in ülkesinde işlediği insanlık suçları unutulmamış ve uluslararası mahkeme tarafından hakkında yakalama kararı bulunurken Ankara'da misafir edildi mesela.

Uluslararası örgütlerin sert tepkilerini Türkiye umursamadı ve büyük puan kaybı yaşadı demokratik olarak.

Yani güven erozyonunun da başlangıçlarından biri oldu.

Bunun karşılığında Türkiye'nin çok büyük kazançları olması beklenir.

Onunla ilgili de adımlar atılmaya başlandı ve Türkiye, 2014 yılında Sudan'da 99 yıllığına 780 bin 500 hektar tarım arazisi kiraladığını duyurdu.

Verimli topraklarda üretim yapılacaktı, Türkiye'de gıda sorunu yaşanmayacağı gibi ihraç da edilecekti

Muhalefetin zaten verimli toprakları olan Türkiye'de tarıma daha fazla ilgi gösterilip yerli çiftçinin kalkındırılması ve gıda sorununun çözümü mümkünken neden bu yolun tercih edildiği soruları bu nedenle havada kaldı.

Hükümetin yanıtı sadece 'sizin bu projelere hayalleriniz yetmez' oldu.

Aradan yıllar geçti yaklaşık 8 Tarım Bakanı değişti fakat bu anlaşma bir türlü uygulamaya konulamadı.

En son Mart 2023'te Meclis'te konu gündeme geldiğinde TİGEM yöneticisi, ülkedeki istikrarsızlık ve detaylar konusunda yaşanan anlaşmazlıkları gerekçe gösterdi.

Yani Sudan'daki arazide hem devlet hem özel sektörün tarımsal üretim yapması hayal oldu.

Bu proje için ne kadar harcama yapıldığı, bunun yerli üreticiye verilmesi durumunda sağlanacak katma değer her zamanki gibi bilinemedi.

Ancak bu süreçte Türkiye'de toplam tarım arazileri içinde 5 milyon hektar daralma oluştu. 1 milyona yakın çiftçi tarımı bıraktı. Köyden kente göç verildi.

Türkiye’nin 25 milyon metrekare ekilebilir tarım arazilerinin de dahil olduğu arazisi Ürdün, Katar, Suudi Arabistan, İsrail ve ABD'lilere satıldı. 

Olsun tarım dışında da Sudan'da büyük fırsatlar olduğuna inanan hükümetimiz başka girişimlerde de bulundu.

2017 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez El Beşir'in resmi konuğu olarak Sudan'a gitti.

DEİK'e üye iş adamlarını da beraberinde götürerek.

Bu ziyarette Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Mısır’ı fethiyle Osmanlı yönetimine geçen, 400 yıl doğrudan İstanbul'dan yönetilen ve Afrika’nın hac kapısı olan Sudan'a ait Sevakin Adası, imarı için Türkiye'ye tahsis edildi.

Türkiye’nin adada askeri üs kuracağına yönelik hiçbir resmi açıklama gelmemesine karşın, o dönem iktidara yakın basın yayın organlarında yapılan haberlerde Türkiye’nin Katar ve Somali’deki üslerine ek olarak Sudan’ın Sevakin Adası’nda kuracağı askeri üsle “Stratejik Türk Üçgeni” oluşturacağı öne sürüldü. 

Ama Sudan'ın 2019 yılında darbeyle başa geçen yeni yönetimi buna sert tepki gösterdi.

Türkiye'nin Sevakin hayali de vatandaşın vergileriyle milyonlarca liraya restore edilen tarihi yapıların Sudan'a terkiyle son bulmuş gibi görünüyor.

Sevakin adası ziyareti sırasında yaşanan bir gelişmeyi de atlamamak lazım.

Fenerbahçe'nin eski Başkanı Aziz Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ayrı olarak özel uçağıyla gittiği Sudan'da heyete katılıp Türk iş adamları adına işbirliği imzası attı.

O dönem İngilizlerin Sudan'a verdiği eski silahların modernizasyonunun da buna dahil olduğu iddia edildi ama bu işler de adayı çevreleyen Kızıldeniz'e battı.

Şimdi Sudan ile Türkiye ilişkilerine dair elde Türkiye'de üniversite öğrenimi gören binlerce Sudanlı ve bu eğitimler sonucu ülkesine dönmeyen mülteciler kaldı.

Yani Sudan deyip geçmemek lazım.

Çarşı pazardaki pahalılıkta da Türkiye'nin uluslararası alandaki 'değerli yalnızlığı'nda da Sudan macerasının katkısı var...