Ağır ekonomik şartlar altında buharlaşan emekli maaşları, asgari ücretliye zam tartışmaları başladı.
Efendim, teşbihte kusur olmaz. Alınıp, gücenmeye, gücenipte kırılmaya da gerek olmaz.
Dersen ki niye. Vallahi halimiz tam da böyle..
Masal bu ya:
Köylünün biri bakmış savaş var. Atlamış atına savaşa gitmiş. Kendisiyle her cefaya katlanan, türlü tehlikeden koruyan atına çok iyi bakmış. Her gün bol bol yemlemiş.
Savaş bitmiş. Köyüne dönmüş. Ama atını adi işlerde çalıştırmaya, ağır yükler taşıtmaya başlamış. Hatta arpasını da kesmiş, sadece saman vermeye başlamış.
Gel zaman git zaman savaş yeniden başlayınca, adam tekrar silahlarını kuşanıp atına atlamış.
Ama atın artık bırakın koşmaya yürüyecek mecali yokmuş.
Her adımda sendeleyip düşüyormuş.
Adam,
-Ne oldu sana atım. Bu halin ne. Diye sorunca, at,
-Onu sen saha iyi biliyorsun. Sen artık gitte piyade ol. Ben attım, sen beni eşeğe çevirdin, artık eşeği at edemezsin ki, demiş.
Şimdi;
Pandemi olur, iban yollanır. Halk, cebine atar elini, yapar üstüne düşeni.
Deprem olur, halk sadece cebine el atmakla kalmaz. Adeta şaha kalkar, en önde yardıma koşar.
Bu cefakar halkın örneği çoktur.
Ülke, beka denir. Aman sıkılsın dişler, daraltılsın kemerler. Bu halk onu da yapar.
Dar geçer, zar geçer. Bırakın bu fedakar halka bir kase bal vermeyi, parmakla verdiğini de geri alır. Yetmez; verginin biri gitmeden, bini gelir.
Hal böyle olunca, vatandaş tükendikçe tükenir. Bir sabun gibi günbe gün erir.
E pek tabi, kulaklar ücretliye gelecek zamma kilitlenir.
Ama o da ne!. Ekonominin kurmayı çıkmış diyor ki, bu da yetmez.
Daha bir kaç gün önce, 2025 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda açıklamalarda bulunan Şimşek; “Türkiye’de vergi yükünün yüksek olduğu algısının gerçeği yansıtmadığını” iddia iddia etti ve hedeflerinin dolaysız vergilerin payını artırmak olduğunu da söyledi.
Sanki tüm yük; asgari ücretli, emekli, ücretli emekçinin sırtına binmemiş gibi, kesilen faturayı az buluyor.
Valla halkın sırtında takat kalmadı. Biraz da siz piyade olun beyler..