Çocukluğumun, gençliğimin, orta yaşlılığım vazgeçilmez bisküvisi Petibör.
Yalnız bu bisküviyi çaya batırırken, kuyumcu titizliği göstermeniz gerekir, yoksa löp diye
çaybardağından cıvık bir yolculuğa çıkar.
Petibör deyip geçmemek gerekir, bakın, bir bisküvinin İçinde Saklı Zaman neymiş.
*Bazen en sıradan şeyler bile fark etmediğimiz büyük anlamlar taşır. Mesela çayın yanına
aldığımız klasik bir Petit Beurre bisküvisi... Sadece çıtır bir atıştırmalık gibi görünen bu
bisküvinin aslında bir takvim olduğunu biliyor muydunuz?
Dört köşesi yılın dört mevsimini, etrafındaki 52 diş yılın 52 haftasını, 24 küçük deliği ise
günün 24 saatini temsil ediyor. Bir bisküviye bu kadar anlam yüklenir mi demeyin! Fransız
üreticisi, zamanın akışını tatlı bir atıştırmalıkla hatırlatmak istemiş. Düşünün, her ısırıkla bir
mevsimi, bir haftayı, hatta bir saati yiyip bitirdiğinizi...
Belki de bu yüzden Petit Beurre yerken bir an durup düşünmeli: Zamanı nasıl harcıyoruz?
Aceleyle tükettiğimiz anlar mı, yoksa tadını çıkardığımız zamanlar mı daha kıymetli? Bir
bisküvi bile zamanın kıymetini hatırlatıyorsa, bizim de ona hak ettiği değeri vermemiz
gerekmez mi?
Öyleyse, çayınızı alın, bir bisküvi kırın ve anın tadını çıkarın. Çünkü her lokmada zamanın
bir parçası var.(*alıntı)
Çayın, kahvenin yanında bir dost
Tatlı, sade, nefis.
Kıtır kıtır her lokmada,
Çocukluk hatırası gibi.
Lezzetiyle hep klasiktir.