Oturup çaresizlik durağında tüm zamanları içi boş hayallerle doldurup, kırılmış umutlarla beklemekten yorulmadın mı?

Bu karanlık, bu sıkıntılı ve ıslak havada daha ne kadar yaşayacağız..

İşte yılın son ayını da tamamlıyoruz. Bir kaç ay sonrası kapımızı bahar çalacak.

Taze taze tabiat; tüm kımıldanışlarıyla kendini yenilemiş olarak bizlere sunacak..

Peki ya biz? Bu bahar yenileyebilecek miyiz kendimizi?

Hani, bir bahara; bir ömür kadar süren bu karanlıktan kurtulmuş girebilecek miyiz?

Yoksa bir yirmi yıl daha tazeleneceğimiz bir bahar mı bekleyeceğiz?

Siyasi analizci değilim. Ortam okuyucu hiç değil. Emeğe, Sosyal Demokrasiye gönül vermiş, insan; hak ve onur, özgürlüğü için devinimde olan biriyim..

Herkes yazıyor, herkes stratejist, herkes analizci..

Ama herkesin unuttuğu; halk ve halkın gücü..

Zira, halktan daha güçlü hiç kimse yoktur ve halktan daha haklı..

Bu gün bir şiirle sizlere seslenişim..

Uyanmak Lazım

Oturup çaresizlik durağında tüm zamanları içi boş hayallerle doldurup, kırılmış umutlarla beklemekten yorulmadın mı?

Böyle bir 20 yıl daha mı geçsin. Hiç yara açanlarla yaralar onarılır mı? 

Hayır..

Uyanmamız lazım.

Ve tüm bulutlar dağılana kadar hiç oturmadan, bil ki geleceğin ateşi aydınlatır griyi, ayakta kalmamız lazım.

Korkunun giradabına kapılırsan düşünemezsin, sessizliğinle baskıyı onaylarsan altında ezilirsin. 

Bak, sığındığın ve korunaklı sandığın bütün maskeler içinde nasıl da nefessizsin.

Çünkü gerçek bu sen değilsin. Sen maskesiz en değerlisin.

Hadi, sığınma ama’ ların ve hiçbir şeyin arkasına, uyan be düşün korkusuzca..

Bak, hemen hissedeceksin insanca yaşamanın güzelliğini ve göreceksin, başka bir yaşam mümkün burada, kendi toprağında, aşkın ve sevginin kucağında…

Kendine gelmen için yetecek silkelenmen, sen sadece uyan..

Bir olabilirsek bizden daha güçlü hiçbir şey yoktur. Birlikte hazırlayalım atları, gündoğumuna..

Hayır, ama’ lar çukurunda boğulma. Unutma asıl korkunun içinde olan onlar ve ne söylerlerse söylesinler inanma, gökyüzü aydınlığına ulaşmak için, bu adaletsizlik zincirini kırmamız lazım, izin verme seni baskı altında tutmalarına. 

Biz dışarıdakiler, ötekileştirilenler, biz emeğiyle açlık duvarına çarparken, içeridekini besleyenler, yılgınlığa düşmeden devam edeceğiz içeriye bakmaya.

Çünkü dışarda esen yalandan bir fırtına, asıl gerçekler orada.

Bir bir çıkaracağız gerçeği dışarıya..

Çünkü, haklıyız..

Açız; hukuka ve adalete..

Susadık; Gül rengi günlere..

Etrafımızda ağlayan çocukların izleri, kavur kavur kavrulmuş insan onuru, memleket kor bir ateş çemberi.

Adım atmak için bu ateş altında, daha ne olmasını bekleyeceksin. Bak, görmüyor musun, gerçek tam orda..

Bu ateş perişan edilmiş halkı değil, zulmü yakmalı..

Hiçbir kötülük sonsuza kadar sürmez, ama hiçbir bekleyiş de sonsuza dek sürmemeli..

Yarın her şey daha da alt üst olabilir. Hadi, sığınma ama’ ların ve hiçbir şeyin arkasına, korkusuzca kalk ayağa..

Evet; sen, dışarıdaki, ötekiler durağındaki, içeriye bak ve gör, akıt dışarıya tüm gerçeği, uyan derin uykundan ve yürü daima ileri.

Hayır hayır, bir hayal kırıklığı olmayacak, bu kabus dolu günlerden uyanan insanların onuru kazanacak..

Uyan ve bak, göreceksin başka bir yaşam mümkün burada, kendi toprağında, aşkın ve sevginin kucağında…

Hadi uyan derin uykudan..

Bir olabilirsek bizden daha güçlü hiçbir şey yoktur. 

Hadi, birlikte hazırlayalım atları gündoğumuna.

Hadi uyan, yolculuk var aydınlığa…