Eğer filtresiz yazacaksak, çıplak gerçek ortada ve biz dönülmez bir akşamın ufkundayız, vakit çok geç..

Ekonomik krizler büyük sosyolojik sorunlar da doğurur. Son derece ağır bir toplumsal kirliliğin içindeyiz..

Sivil silahlanmanın arttığı, yalanın, rlyanın, aldatmanın değer bulduğu, toplumsal duyarlılığın kuruduğu, empatinin çöktüğü, gemisini yürüten kaptanın tayfasını ezdiği tepkisiz bir topluma evrildik..

Bir gecede 8 kişi öldürülebiliyor. Kadınlar katledilip, çocuklar kaçırılıyor. 

Tok açı anlamıyor. Gözümün önünde gördüğü olanca şiddete arkasını dönüp gidiyor..

Üretim ve emek tabanlı yaşam modeli bitti. Kollektif düşünce yok oldu. Toplum bilinci yerle yeksan. Dayanışma bir avuç insanın çabasında kaldı.

Eğitim, sağlık dikiş tutmaz bir yara. 

Ve tüm bunlar yirmi iki yıllık siyasetin ürünü. Evet, doğru okudunuz siyaset.

Bakın sadece erk egemen güçler demedim. Siyaset.

Eğer yirmi iki yıldır aynı iktidar ve karşısında yine yirmi iki yıldır aynı muhalefet varsa ve sistem değişmiyorsa ortada bir siyaset ve politika sorunu vardır.

Muhalif siyaset ciddi bir siyasi mücadele alanı açmak için daha neyi bekliyor.?

Emekçi asgari ücret, emekli 12 500. TL gibi gülünç bir ücret altında ezilirken. 

Gençleri geleceksizliğe mahkum edilmiş, ormanları yangınlara, dereleri, madeni sermayeye altın tepside sunulurken.

İş, aş, ekmek kaygısı olanlar sermayenin kucağına acımasızca bırakılmış, üretimi durup, sanayisi gerilemiş, tarımı bitmişken. 

Bir ülkenin tamda bu kesiminin temsilcisi olan muhalefet ayağa kalkmıyor, “Yeter artık bu düzen böyle gitmez.” demiyorsa  ve hatta üzerine hala, parti içi çıkarlar çatışması yaşıyorsa burada tek kusurlu yönetenlerde diyemeyiz?

Son yirmi iki yıllık erk siyasetinin ülkeye ve topluma açtığı yaralar, her şey değişse bile, dönülmez bir ufka çoktan girmişken, onarılması uzun yıllar alacakken, daha neyi bekliyorsunuz ey muhalif siyaset?

Bırakın kendi iç hesaplaşmalarınızı. Bir halk can çekişiyor.

Ülke açılmış koca bir obruğun içine düşmek üzere..

Şu an yapmanız gereken tek şey; Bahanesiz, amasız derhal, erk egemenleri götürmek zorundasınız erken seçime..

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç.

Bu da sizin son faslınız ey muhalefet.

Ya; Nasıl geçerse geçsin diyeceksiniz. Ya da halkı arkanıza alıp, “Erken seçim” diyeceksiniz..

Artık avunmak istemiyor halk, tesellilerinizle..