Her zamankinden daha kaygılı, daha hüzünlüyüz artık.

Hukuksuzluk ve yoksulluğun, insani yoksunluğun arasında sıkıştık.

Öyle derin bir tasa ki bu; ekonomik çıkmazın içimize çökerttiği boğuntuyla ölçüşebilecek bir şey yok artık hayatımızda.

Daha acısı, olan bitenlere kendimizde “hayır” diyecek gücü bulamadığımız, sanki üzerimize serpilmiş ölü toprağının, kara bir yazgının tutsağı gibiyiz.

Ve yine öyle bir süreçteyiz ki; kimsenin bizlere gerçek düşüncelerini söylemediğini, sadece duymamızı istediklerini söylediği; bir yandan yanımızda sizler için varız denilen, beklenti bitince yine unutulacağımız yerel seçim sürecindeyiz.

İşsizin işsizliği, ücretlinin eşitsizliği, emeklinin derdi, gençlerin beklentisi, karanlığın bitişi, aydınlığın gelmesi, yine bir seçime bağlandı.

Gelir mi?

Vallahi bilmem.

Zira, bizim memleketin ahvali tıpkı, Çetin Altan fıkrasında ki gibi:

“Yüksek bir merdiveni çıktıklarını sanarak, uzun süreden beri demiryolu rayları içinde yürüyen iki deliden biri: 

- Çok yoruldum ben demiş. Bitecek gibi değil bu basamaklar. Kan ter içinde büyükçe bir adım açarak, bir travers daha atlamış. 

Diğer deli, uzayıp giden bir çift rayı göstermiş.

- Üstelik tutunmak için korkulukları da çok aşağıda." demiş.

Eğer bir ülkede hukuk yoksa maaş adaletsizliği, ekonomik kriz kaçınılmazdır. Nasıl insan için her şeyin başı sağlık, sağlığın başı huzursa, ülkeler içinde her şeyin başı “hukuk”, O olmadı mı; ne gelir adaleti olur, ne yaşamda huzur. 

Ama hukuk, ille de hukuk demek yerine;

Vay ben büyük şehir adayıyım, ilçelerde benim adayım olsun, yok efendim o partiyle görüşenle ittifak etmem diyen mi, ne ararsanız var yine muhalefet arenasında. 

Bir ahval-i halden anlayan, bir de “hukuk” kardeşim “hukuk”, O olmadan yereli kazansan ne olur, diyen yok.

Zira; seçimle seçildiği halde hakkı verilmeyen, sonrasında hak kaybının giderilmesi için AYM’ye başvurup, ihlal kararı alan ama hukuk uygulanmayınca yine haksızlığa uğrayan Can Atalay örneği gün gibi ortada duruyor. 

Biz mi? Her zamankinden daha yorgunuz şimdi. Ve yorgunluğumuzun, 20 yıldır aynı hikayeleri dinleme gibi haklılığı var.

Günün sonunda; velev ki muhalifler yereli silme kazandı,  hukuk gelir mi?

Vallahi bilmem.