Bir veryansın var memlekette. Şiddet almış başını gidiyor. Herkes kendi hukukunu uyguluyor.

Bu sistemde kimse kendini güvende hissetmiyor. 

Elbette ki, bugünkü sonun başlangıcı yıllar öncesine dayalı.

Memleket; 50 katlı bir binadan düşen adamın hikayesi, yani, aslında düşmekte olan bir toplumun hikayesi gibi.

Yıllarca neden düşüyoruz diye sorgulamak yerine,  düştüğü her katta, kendini rahatlatmak için “Buraya kadar her şey yolunda” diye diye, sonunda bu düşüşler yere çarpışla noktalandı.

Artan enflasyon bütçeleri yakıyor. İnsanlar yarı aç, yarı tok yaşıyor.

İşsizlik, hak, adalet, liyakatsızlık, ille de hukuksuzluk, en temel sorunların başında yer alıyor.

Ama bunların hiç biri erk egemenlerin gündeminde yer almıyor. Almayacak da. Zira; Tüm bunların nedeni, kendi yarattıkları sistemleri. Onların tek isteği şey mevcudiyetlerini korumak.

Onun içindir ki, algı siyasetiyle gündem yaratmaya devam ediyorlar. Şimdilerdeki yeni anayasa tartışmaları da buna dair.

Peki, tüm bunlar olurken ülkenin ana muhalefeti ne yaptı?

Her kattan düşerken, memleketi bekleyen sonu; görmek, duymak, bilmek zorunda olduğunu unutup, 

“Görmedim, görmedin, görmedi” fiilindeki gibi hareket etti.

Sonunda; muhalefeti, halkı, düşe düşe birlikte yere çakıldı. 

Ama hala çözüm üretmek yerine “Bağırmadım, bağırmadın, bağırmadı" fiiliyle birbiriyle kavgalı.

Gerçekse şu; Kimse bağırmadı.

Kimse güvende değil. Telaş, endişe, asabiyet, şiddet salgın bir hastalık gibi yayılıyor, çünkü her geçen gün yoksulluk büyüyor..

Açlığın olduğu yerde, kaygı, korku büyür, akıl küçülür. Aklın küçüldüğü yerde şiddet büyür. Hukuksuzluk haksızlığı büyütür. Adalet bozulur.

Gelinen noktada yaşadığımız toplumun özeti budur..

Şairin dediği gibi;

“Havada konuşmamanın kahrolası hüznü..” var.

“Her şey yolunda değil”. Artık herkes biliyor, ama hala kimse bağırmıyor. Bir türlü sisteme karşı yek vücut olamıyor. Birbirini suçlamaya devam ediyor.

Ey muhalefet, bırakın artık kendinizle kavgayı. Hemen şimdi, “Erken Seçim” kararı aldırtmak için, adım atın, attırın.

Görmüyor musunuz?

Büzüştükçe büzüşüyor umut ve memleket avuçlarımızın arasından kayıp gidiyor..