Ne der eskiler: “Bir şeyler kalır çok görenin kafasında”.

Geze geze dünyayı dolaşıp, çok şeyler öğrenen bir kırlangıç varmış.

Bilirmiş önceden büyük, küçük tüm fırtınaları, hatta gemiciler bile ondan alırmış haberi.

Bir gün bir bakmış, tarlasına sıra sıra kenevir eken bir çifti,  hemen toplamış küçük kuşları:

Bakın, kuyunuzu kazıyor bu adam. Bana hava hoş, çeker giderim buradan, ama korkarım sizin haliniz duman. Savurduğu o tohumlar var ya, çorap örer başınıza. Attığı her tohum hepinize olan öfkesidir, benden söylemesi. Günü gelince sicim oldu mu kenevir, seyreyleyin başınıza gelecek dolapları. Ya ölüm olur sonunuz ya da gayrı zindan. Gelir; Kiminize kafes, kiminize tencere, gelin dinleyin beni, yiyin şu tohumları. 

Yaz günü, hava güzel kim dinler kırlangıcı. Kuşlar canı ne istemişse onu yemişler.

Kenevirler büyümüş, yeşil mi yeşil. Dayanamamış kırlangıç, dünyadan bir haber uçuşan kuşları yine uyarmış:

Bir bir koparın şu kötü tohumdan çıkan yaprakları, büyürse eğer yok eder hepinizi.

Kuşlar kırlangıca kızmış:

-Ne şom ağızlısın. Hem kaç bin kuş lazım bütün o filizleri yolmaya.

Büyümüşte büyümüş kenevir. Kırlangıç kuşları son bir kez daha uyarmış:

Bakın, işler kötü, kötü tohum yurdunuzda aldı yürüdü. Bugüne dek inanmadınız bana, tamam ama bir gün bakarsınız ki; insanoğlu büyürken buğdayı tarlasında, vakit bulur kuş avlamaya. Kurar ağını; dağa bayıra, Başlar sizin gibi küçük kuşları avlamaya. Ha; ördek, turna ne yapıyor siz de onlar gibi yapıp göçün ya da hiç evinizden çıkmayın diyeceğim, ama haklısınız, küçüksünüz siz, geçemezsiniz; çölleri, denizleri bizim gibi. Yeni dünyalar aramak size göre değil ki. Yapabileceğiniz tek şey duvar deliklerine saklanmak olacak.

Yorulmuş kuşcağızlar, kırlangıcı dinlemekten. Boş verip, dönüp ötüşe durmuşlar. 

Ve sonra; Troyalılar gibi zavallı Kassandra başlarına geleceği haber verirken inanmayıp, onlara olan, bizim kuşlara da olmuş, kafesler kuşlarla dolmuş. 

Öyledir. Bela başımıza gelmedikçe inanmayız, hep kendi bildiğimizi okuruz.

Tıpkı; Canım muhalefetimiz gibi. Uyardı herkes, helalleşme olmaz yüzleşme olur, barışma olmaz mücadele olur.

Bakın; Yumuşama var deyip de kanmayın. 31 Mart kazanımlarından da olmayın, gücü elinde tutanlar değişmez.

Değişmedi de. Ölümleri için hayvan canlara yasa çıktı. Belediyelere sardılar sonra bitmedi, şiddetlendi gücün öfkesi, devreye sansür yasası girdi, şimdi de Instagram kapatıldı.

Tohumdu, buydu hadi geçtik onları, 31 Mart’ ta halkın verdiği güce tutunsaydınız şimdi böyle olmazdı.

 Troyalı Kassandra Kompleksi gibi, bir türlü kendimize inandıramadık muhalefeti. Bir olduk diye diye geze dururken kaybettik, o kazanım da gitti.