Deprem bölgeleri yaşam/geçim derdinde, gündemdeki yoğunluk seçimde.

Her gün bir taraftan azalan, bir taraftan büyüyen, bazen adı ittifak olup kendi başına hareket eden, arada darılanlar, kızıp da tavır alanlar, eee pek tabi bir de çıkar odaklılar var. İşte bu minvalde hazırlanıyoruz üç ittifakla Mayıs’ta Türkiye’nin ikinci yüz yılına.

Sağdan sola kayanlar, soldan sağa sapanlar, solda fraksiyonel çarpışmalar derken, birden çıktı ortaya muktedirlere yaslanan adında sol yazan.

Evet efendim, evet DSP’nin Cumhur İttifakına sunduğu destekten bahsediyorum.

İnce’den sonra, toplum lehine değil aleyhine sapma yapanlar…

Marksist, gazeteci, sendikacı ve siyaset felsefecisi İtalyan Antonio Gramsci, Hapishane Defterleri isimli eserinde aydınları “Organik aydınlar, inorganik aydınlar” diye ikiye ayırır. 

Gramsci’ye göre organik aydınlar: Topluma aktif olarak katılan, aynı yerde oturup kalmayan, hareketli olan, daima eylem ve düşünce üreten, tabulara esir olmayan aydınlardır.

İnorganik dediği aydınlar ise; bir düşünce üretip bununla ünlenen, hep bundan beslenen, doğrudan doğruya veya dolaylı iktidara ya da güç odaklarına yaslanıp bunlardan geçinen yani plastik aydınlardır.

Gramcsi’nin sözünü ettiği inorganik aydınlara, La Fontaine de anlattığı masallarda yer verir. “Aslanla Avcı” da bunlardan biridir.

“Önce cart curt edenler, sonra mücadeleden tüyerler” der. Tıpkı bugünün iri laflar edip, dönenleri gibi.

İçinde “sol” adını taşıyan gerçek aydın dediğin, cumhuriyet yaralı, demokrasi tehlikedeyken karşıda gösterir kendini.

Ve fakat bilmeliler ki, yine La Fontaine’nin başka bir masalında yer verdiği gibi; "çıkıverdi mi yalanları postlarından dışarı, bitti mi  güçleri en çok da böyle kananların beline inecek sopaları..."

Ne diyelim; Yuh olsun posta kananlara.

Ancak yarın öbür gün ılgınlar çoğalıp, doğunca bahar, sökün edince ülkeye aydınlık, gelince; demokrasi, hukuk “Aman Zeus, bir sığınak!” diyerek yel de yapmasınlar.

Zira bugünkü karanlıkla el ele yürüyüp gelecek baharlara katkısı olmayanların, yarınlarda  ne saygınlıkları ne de toplum adına söz hakları kalmayacak.